8. Sınıf İnkılap Tarihi Testi

8. Sınıf İnkılap Tarihi Testi

Atatürk’ün Nutuk’unu okumak, hem de birkaç kez okumak gerekir. Onu 15 Mayıs 1919’da İzmir’e çıkan düşmanla kimlerin işbirliği yaptığını, kimlerin vatana ihanet ettiğini, Türk Bağımsızlık Savaşı’nın hangi olumsuz koşullarda ve çetin mücadelelerle ka­zanıldığını bilmek için oku­malıyız. Bu, Türkiye Cumhuriyeti’ni gelecekteki ve gü­nümüzdeki tehlikelerden korumakla görevli yeni kuşak­lar için vazgeçilmez bir görevdir.

(1. ve 2. soruyu parçaya göre cevaplandırınız.)

1. Bu parçanın konusu aşağıdakilerden hangisi­dir?

A) Atatürk ve ileri görüşlülüğü

B) Nutuk’un içeriği ve önemi

C) Millî bağımsızlık mücadelesi

D) Gençliğin görevi

 

2. Bu parçada aşağıdakilerden hangisine ulaşılmaz?

A) Nutuk’u bir kez okumak yeterlidir.

B) Nutuk’tan öğrenilecek çok şey vardır.

C) Nutuk’ta vatana ihanet edenlerde ilgili bölüm­ler vardır.

D) Bağımsızlık savaşının nasıl kazanıldığı Nu­tuk’ta yazıyor.

 

3. Ünlü düşünür Herakleitos: “Akan suda iki kez yı­kanılmaz.” demiş. Gerçekten de maddedeki akış, sürekli devinim, insan – doğa ilişkilerindeki denge­yi, bir güzel değişim ve dönüşüme uğratarak ilerli­yor. Saçlarımızın bir kenarında kırlaşma başlıyor. Gözlerinizin etrafında mor halkalar oluşuyor. Cahit Sıtkı Tarancı’nın dediği gibi yıllar yılı dost bilinen aynalar düşman görünmeye başlıyor. İnsandaki bu değişim belirgin bir şekilde kendisini gösteriyor da doğadaki göstermiyor mu? Kuşkusuz doğada­ki değişim daha da belirgin yansıyor gözümüze. Mevsimler geçiyor; bir canlılık yavaş yavaş yerini ölüme bırakıyor.

Bu parça aşağıdaki yargılardan hangisini ka­nıtlamak amacıyla yazılmıştır?

A) Değişim, insanları mutsuzluğa sürüklemekte­dir.

B) İnsanın kendisini yenileyebilmesi imkânsız­dır.

C) Değişim, doğanın en büyük düşmanıdır.

D) Evrendeki her şey sürekli değişim içindedir.

 

 

4.Hemen her yazı türünün belli özelliklerini kendin­de toplayan bir yazı türüdür röportaj. Bazen bir ge­zi yazısı özelliği taşır, okura ilginç yöreleri tanıtır. Bazen deneme yazısı olur, düşündürür okuru. Ba­zen öyküye yaklaşır, bazen makaleye, köşe yazı­sına…

Bu parçada vurgulanmak istenen, aşağıdakilerden hangisidir?

A) Röportajın çok yönlü bir yazı türü olduğu

B) Röportaj yazarının bilgili, kültürü olması ge­rektiği

C) Röportaj yazılarının okuru düşündürmek zo­runda olduğu

D) Röportajda önemli olanın ilginç yöreleri tanıt­mak olduğu

 

5. Okuryazarlık sorunu sadece gelişmekte olan ülke­leri ilgilendiren bir durum olmaktan çıktı. UNES­CO, okuryazar olmayanı, okumayı bilen ama ya­zamayan ya da sadece ezbere bildiklerini okuyup yazabilen kişi olarak tanımlıyor. Okuma yazma işi­ni, hem kendi hem de toplum yararına kullanma­yan ya da kullanamayan kişiyi işlevsel okuryazar kabul etmiyor.

Bu parçada aşağıdakilerden hangisi çıkarıla­maz?

A) Bazı insanlar okuyabilmekte; ama yazama-maktadır.

B) Okuryazarlık sorunu tüm ülkeleri ilgilendir­mektedir.

C) Okumayı bilen, hem kendisine hem topluma yararlı olur.

D) Bazı kalıpları okuyup yazmak okuryazarlık değildir.

 

6. Kimsenin hakkında ileri geri konuşmayı sevmem. Sahip olduğum her şeye başkaları da sahip olsun isterim. Yaşamın çirkinlerinden çok, güzelliklerini görmeye çalışırım. İnsanlara ön yargıyla asla yak­laşmam. “Hatasız kul olmaz.” sözünü, yaşamımın temel ilkelerinden biri sayarım.

Bu parçanın yazarı için aşağıdakilerden hangi­si söylenemez?

A) İyimserdir.

B) Hoşgörülüdür.

C) Dedikoduyu sevmez.

D) Çok konuşmayı sevmez.

 

7. Ozan, kendisine özgü bir dil aramaz, aramamalı­dır. Ozanın dili, kişiliği demektir. Kişilik nasıl ara­makla bulunmazsa üslup da taklitle yaratılamaz. Size belki ters gelebilir; ama ozan dilini aştıkça di­lini, kişiliğini aştıkça kişiliğini bulur. Bunların ötesi­ne geçebilmektedir gerçek özgünlük.

Bu parçada anlatılmak istenen aşağıdakiler­den hangisidir?

A) Sanatçıların birbirinden farklı olması olanak­sızdır.

B) Sanatta özgünlük özentiyle değil, kendini aş­makla kazanılır.

C) Usta sanatçıları kılavuz görenler başarıya ulaşır.

D) Her sanat dalı belli aşamalardan geçerek ge­lişir.

 

8. İyi bir eleştirmen geniş görüşlüdür. Tek bir akıma, şaire, çağa, zevke takılıp kalmaz. Çeşitli çığırları, kişileri, dönemleri, güzellikleri kendi ölçüleri ve za­manları içinde kavramaya, değerlendirmeye çalı­şır.

Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?

A) Eleştirmenin ileri görüşlü olması gerektiğine

B) Eleştirmenin herhangi bir kişiye göre hareket etmeyeceğine

C) Eleştirmenin, eseri kendi şartlan çerçevesin­de değerlendirdiğine

D) Eleştirmenin farklı dönemlerde farklı görüşle­ri olabileceğine

 

9. İyilik kavramı bizde olumsuz yönde gelişmiştir. Bi­ri hakkında yorum yaparken “Şunu yapmaz, bunu etmez, şöyle demez, böyle davranmaz…” deriz. Gerçekten kötülük yapmamak güzeldir, atılacak ilk adımdır. Ama ardından iyilik yapmak, iyi şeylere sebep olmak adımı gelmezse ilk adım cılız ve cansız kalacak, zamanla eriyip gidecektir.

Bu parçanın ana düşüncesi, aşağıdakilerden hangisidir?

A) İyilik anlayışımızın temelinde bazı yanlışlıklar vardır.

B) Kişiler hakkındaki değerlendirmelerimizi daha dikkatli yapmalıyız.

C) Sadece kötülüklerden uzak durarak iyi olunmaz.

D) İyilik ve kötülük hiçbir zaman bir arada bulu­namaz.

 

10. (1) Eskiden daha çok söyleyiş güzelliğine, üsluba önem verirdim. (2) Konu ise bu üslubu aktarmam­da yalnızca bir araçtı. (3) Nurullah Ataç’ı okumaya başladıktan sonra, yanlışsız yazmanın da en az söyleyiş güzelliği kadar önemli olduğunu anladım. (4) Sonra da bunu eserlerimde hep uyguladım.

Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangi­si ana düşünceyi içermektedir?

A) 1. B) 2. C) 3. D) 4

Cevaplar: 1-B 2-A 3-D 4-A 5-C 6-D 7-B 8-D 9-A 10-C

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir