7. Sınıf Sosyal Bilgiler
2. Ünite (Kültür ve Miras) Ders Notları
Büyük Selçuklu Sultanı Alparslan döneminde Bizans, Türk ilerleyişini durdurmak istiyordu. Türkler Anadolu’yu yurt edinmek istiyordu. İki ordu Malazgirt Savaşı’nda karşı karşıya geldi(1071).Türkler kazandı. Bu savaştan sonra Anadolu’nun kapıları Türklere açıldı. Türkler büyük topluluklar halinde Anadolu’ya yerleşmeye başladılar. Anadolu Türk tarihi başlamış oldu. Anadolu’da kurulan beylikler Anadolu’nun Türkleşmesine katkıda bulundular. Kültür ve medeniyet yönünden Anadolu’yu zenginleştirdiler. Pek çok eser yaptılar. Süleyman Şah tarafından kurulan Türkiye (Anadolu) Selçukluları1243yılında Moğollarla yapılan Kösedağ Savaşı’nı kaybetti ve yıkılışa doğru sürüklendi. Türkiye (Anadolu) Selçuklularının parçalanmasının ardından Anadolu’da irili ufaklı pek çok yeni küçük beylik kuruldu. Söğüt-Domaniç çevresinde kurulan Osmanoğulları bu beyliklerden biriydi.
OSMANLI DEVLETİ
Osmanlı Devleti 1299 yılında Bilecik-Söğüt çevresinde Bizans sınırına yakın bir yerde Ertuğrul Gazi’nin oğlu Osman Bey tarafından kuruldu. Osmanlılar Oğuzların – Bozok kolunun -Kayı boyunun – Kınık soyundandır.
1-Kuruluş Dönemi:1299 – 1453/İstanbul’un Fethi1201-1300 = 13. yy 1901-2000= 20.yy
2- Yükselme Dönemi: 1453 – 1579/Sokullu’nun ölümü 1701-1800= 18. yy 801-900= 9. Yy
3- Duraklama Dönemi: 1579 – 1699/Karlofça Antlaşması
4- Gerileme Dönemi: 1699 – 1792/Yaş Antlaşması
5-Dağılma Dönemi:1792 – 1922/Saltanatın kaldırılması
*Osmanlı tarihinin bölümlere ayrılmasındaki amaç; Osmanlı tarihini daha kolay incelemektir.
*Osmanlı devleti kurulduğu sırada Anadolu’da beylikler arasında üstünlük kurma mücadelesi vardı.
Anadolu Selçuklu Devleti yıkıldıktan sonra Anadolu’da; Karesioğulları, Saruhanoğulları, Aydınoğulları, Menteşoğulları, Hamitoğulları, Germiyanoğulları, Canadaroğulları, Eretna Beyliği, Dulkadiroğulları ve Karamanoğulları kurulmuştur. Kendisini Anadolu Selçuklu Devleti’nin devamı sayan Karamanoğulları, Anadolu’daki üstünlük kurma mücadelesinde Osmanlı’yı uzun süre uğraştırmıştır.
*Bizans taht kavgaları yaşadığı için özellikle Balkan topraklarına sahip çıkamıyordu. Anadolu beylikler kendi aralarında mücadele ediyordu. Osmanlı tüm bu karışık durumlardan yararlanarak önce Bizans topraklarına akınlar yaptı. Kısa sürede topraklarını genişletti. Düşmanların içinde bulunduğu bu karışık ortam Osmanlı Devleti’nin gelişmesini kolaylaştırmıştır. Osmanlı Devleti öncelikle Bizans topraklarını kısa sürede ele geçirmiştir.
OSMAN BEY
■Söğüt’te 1299 yılında bağımsızlığını ilan etti. Tekfur = Vali/Kale Komutanı
■Bilecik’i alınca başkent yaptı.
■Bizansile ilk savaş olan Koyunhisar Savaşı’nı kazandı (1302).
■İlk Osmanlı parasını bastırdı.
ORHAN BEY
■Bursa’yı fethederek başkent yaptı.
■Bizans’ı Maltepe (Palekanon) Savaşı’nda yendi. İznik ve İzmit alındı.
■Karesioğulları Beyliği’ni aldı. Osmanlı Devleti ilk deniz kuvvetine sahip oldu.
■Çimpe Kalesi alındı. Rumeli’ye geçiş sağlandı.
■Yaya ve müsellem adıyla ilk düzenli orduyu kurdu.
■İlk kez divan teşkilatını kurdu.
■İznik’te ilk medreseyi açtı
1.MURAT (HÜDAVENDİGAR)
■Edirne’yi 1363 yılında alarak başkent yaptı.
■Haçlılar ile yapılan ilk savaş olan Sırpsındığı Savaşı’nı kazandı.
■Germiyanoğullarından çeyiz yoluyla Kütahya’yı, Hamitoğullarından parayla Isparta ve çevresini aldı.
■I. Kosova Savaşı’nda haçlıları yendi (1389). Ancak savaş alanını gezerken bir Sırp askeri tarafından şehit edildi.
■İlk defa “sultan” unvanını kullandı.
■İlk defa Tı mar Sistemi’ni uyguladı.
■Devşirme Sistemi’ni ve Yeniçeri Ocağı’nı kurdu.
1.BAYEZİD (YILDIRIM)
■ İstanbul’u kuşatan ilk Osmanlı padişahıdır.
■ İstanbul’u kurtarmak için gelen Haçlıları Niğbolu Savaşı’nda (1396) yendi.
■ Anadolu’da Osmanlı siyasi birliğini sağladı.
■ Anadolu Hisarı’nı yaptırdı.
■ Timur ile 1402yılında yaptığı Ankara Savaşı’nı kaybetti ve esir düştü.
■ Osmanlı Devleti’nde 11 yıl süren Fetret (bunalım ) Devri başladı.
1.MEHMET (ÇELEBİ)
■ Yıldırım Beyazid’ın oğulları arasındaki taht mücadelesinden başarıyla çıktı.
■ Fetret Devri’ne son vererek devlette düzeni sağladı.
■ Osmanlı Devleti’nin ikinci kurucusu olarak da kabul edilir.
■ Bu dönemde Osmanlı tarihinin ilk deniz savaşı Venediklilerle yapıldı.
■ Amcası tarafından çıkartılan Düzmece Mustafa İsyanı’nı bastırdı.
2.MURAT
■ İstanbul’u kuşattı fakat alamadı.
■ Anadolu’da düzeni sağladıktan sonra Macarlarla 1444 yılında Edirne-Segedin Antlaşması’nı imzalayarak tahtı 12 yaşındaki oğlu II. Mehmed’e bıraktı.
■ Avrupalı devletler anlaşmayı bozunca oğlunun da ısrarı ile tekrar tahta geçti.
■ 1444 yılında Varna Savaşı’nda Haçlı ordusunu bozguna uğrattı.
■ 1448 II. Kosova Savaşı’nda intikam isteyen Haçlıları tekrar yendi. Bu savaş ile Avrupalıların Türkleri Balkanlardan çıkarma ümidi kalmadı. İslam dinini korumak veya yaymak amacıyla Müslüman olmayanlara karşı yapılan savaşlara gaza veya cihat denir. Osmanlı devleti hem Türk devlet sınırlarını genişletmeye çalışırken hem de gaza ve cihat anlayışı benimseyerek İslam dinini yaymaya çalışmıştır. Osmanlı Devleti’nin halkını, dini inançlarına göre ayırdığı sisteme millet sistemi denir. Milletlere, dinine göre bir ayrımcılık uygulanmazdı. Her milletin dinine, inancına, kültürüne saygı gösterilip ibadet, hukuk ve adalet gibi konularda ona göre davranılırdı.
Osmanlı devleti uzun yıllar çok doğru bir yerleşme (iskân)politikası uygulamıştır. Fethettiği yerlere Anadolu’dan Türk aileler getirilip yerleştirildi. Türkler ve yabancıların kaynaşması sağlandı. Yabancılara hoşgörü ile yaklaşıldı. Buhoşgörü politikasına İstimalet politikası da denir. Halkın ihtiyacı olan çeşme, kütüphane, aşevi gerekli kurumlar oluşturuldu. Böylece yabancı milletler uzun yıllar Osmanlı himayesinde kalmıştır. Osmanlı’da birlikte yaşamanın en güzel kanıtlarından biri 1895 yılında II. Abdülhamit Döneminde açılan Darülaceze’dir. Darülaceze kimsesiz çocuklar, evsiz, hasta, engelli ve yaşlıların barınması için kurulmuştur. Günümüzde de faaliyetini sürdürmektedir. |
Osmanlı Devleti’nde yönetici ve askerî sınıf dışında kalan kesime “reaya” denilirdi. Kasaba ve şehirlerde oturan ticaretle uğraşan tüccarlar, meslek sahibi olan esnaflar ile köylüler ve konargöçerler bu gruba dâhildi. Osmanlı nüfusunun büyük kısmı köylerde yaşamaktaydı. Köylüler ise daha çok tarım ile uğraşırlar ve ürettikleri ürünlerin bir miktarını öşür vergisi olarak verirlerdi.
-İlk Osmanlı medresesi(üniversitesi) İznik’te açıldı. İlk müderris Davud-i Kayseri’dir. Medrese bugünkü üniversitedir. Medreselerde dini bilimlerin yanı sıra fen, tarih, tıp, felsefe gibi dersler okutulurdu. İlk Osmanlı medresesi İznik’te açılmıştır. İlk medrese hocası yani müderris Davud-i Kayseri’dir. Fatih’in yaptırdığı medreseye Sahn-ı Seman medresesi denirdi.
Enderun, Osmanlı sarayında bulunan okuldur. Burada eğitim alanlar nitelikli devlet adamı, usta sanatkâr ya da yeniçeri ocağına asker olurdu. Balkanlardaki halk arasından küçük yaşta alınan öğrenciler Enderun’da yeteneklerine göre eğitilirdi. Devlet memuru, sanatçı ve yeniçeri ocağına asker buradan sağlanırdı. Bu sisteme devşirme denirdi. Kısaca, Osmanlı Devleti’ndeki eğitim kurumları arasında; Enderun, Selçuklulardaki ahilik teşkilatının devamı olan lonca ve medrese gösterilebilir.
Lonca: Osmanlı’daki esnaf teşkilatı.
– Osmanlı Ordusunun temelleri Orhan Bey zamanında atılırken, 1.Murat zamanında yeniçeri ocağı kuruldu. Yabancı ailelerin çocukları saraya alınır, Müslüman olur, ilgi ve yeteneklerine göre eğitilirdi, sonra bu çocuklardan bazıları askere alınarak yeniçeri(asker) olurdu. Bu sisteme Devşirme Sistemi denir. Kuruluş devrinde kara ordusuna önem verilirken deniz gücüne yani donanmaya fazla önem verilmemiştir.
–Kapıkulu askerleri: Sarayı ve hükümdarı koruyan askerler
-Sipahi: Atlı asker
– Akıncılar: Düşmanı gözetleyen, yıpratan, sınırlardaki öncü birlikler.
–Timarlı Sipahiler: Savaşlarda başarı göstermiş yüksek rütbeli askerlere toprak verilirdi. Ayrıca bu askerlerin toprağı ekmeleri için asker de verilirdi. Selçuklu devletinde bu sisteme İkta Sistemi denirdi. Bu sayede;
- -Toprak ekilir, boş kalmazdı. Bulunduğu yerlerin güvenliğini sağlarlardı.
- -Askerlerden toprağı ekmek için faydalanılırdı.
- -Ayrıca devlete yük olmadan askerin bakımı ve eğitimi yapılırdı.
- -Timarlı sipahiler ordunun temelini oluşturmuşlardır.
Osmanlı Yöneticileri
Osmanlı’da devlet işlerinin görüşülüp kara bağlandığı yere Divan-ı Hümayun denirdi. Divan’a padişah olmadığı zaman sadrazam başkanlık ederdi. Vezirler, kazasker, defterdar, nişancı ve daha sonraları kaptan-ı derya ve şeyhülislam divan üyeleri olmuşlardır. Devlet işleri haricinde divanda kazasker tarafından önemli davalara bakılırdı.
*Padişah: Ülkeyi yöneten, halkın refah, huzuru ve güvenliğinden sorumlu kişi.
Divan-ı Hümayun (Divan) : Devlet işlerinin görüşülüp karara bağlandığı yer. Divan üyeleri;
*Vezirazam (sadrazam): Padişahtan sonra gelen yetkili kişi. Padişah olmadığı zaman orduya komutanlık eder, Divan’a başkanlık eder, padişahın tuğrasını (mührünü) taşırdı.
*Defterdar: Mali işleri yürüten gelir ve giderleri denetleyen hazineden sorumlu kişi.
*Nişancı: Gelir ve giderleri deftere kaydeden, yazı işlerini yürüten, anlaşmalara, belgelere padişahın tuğrasını çeken kişi.
*Kazasker: Mahkeme kararları hakkında son sözü söyleyen kişi. Bazı memurları atama görevi ona aitti.
*Şeyhülislam ve Kaptan-ı Derya yükselme devrinde divan üyesi olmuşlardır. Dini bir konuda fetva verip görüşlerini açıklama görevi şeyhülislama aittir.
-Donanmanın(deniz gücünün) başındaki kişiye Kaptan-ı Derya denir.
Ferman: Padişahın emir ve yasaklarının duyurulduğu belge.
Kadı: Osmanlı’da davalara bakan kişidir.
Subaşı: Şehirlerde asayiş ve güvenliği sağlayan kişilerdir.
FATİH SULTAN MEHMET DÖNEMİ (1451-1481)
İstanbul’un Fethini Gerektiren Sebepler:
-Bizans’ın Osmanlı’ya karşı Haçlı ordularını ve Anadolu Beyliklerini kışkırtması.
-Bizans’ın Osmanlı toprak bütünlüğünü bozması. Yani Bizans’ın arada kalması.
-İstanbul’un boğaza hâkim bir konumda olması ve bu yüzden Karadeniz Akdeniz suyolunun anahtarı konumunda olması.
Fetih İçin Yapılan Hazırlıklar
-Bizans’a denizden gelebilecek yardımı önlemek amacıyla Anadolu Hisarı’nın karşısına Rumeli hisarını yaptırdı.
-Bizans’a Balkanlardan gelebilecek muhtemel Haçlı yardımını önlemek için sınır boylarına akıncı birlikleri gönderdi.
-Şahi adı verilen büyük toplar döktürdü.
-Haliçteki zincir sebebiyle gemileri karadan yürüterek Haliç’e soktu.
İstanbul’un Fethinin Dünya Tarihi Bakımından Sonuçları:
- Bin yıllık Bizans İmparatorluğu tarihe karışmıştır.
- Ortaçağ kapanmış,
- Yeniçağ başlamıştır.
- İstanbul’dan kaçan Bizanslı bilim adamları Avrupa’da Rönesans ve reform hareketlerinin başlamasında etkili olmuşlardır.
- Avrupa’da Feodalite(derebeylik) yani toprak ağalığı sistemi çözülmeye başlamıştır.
İstanbul’un Fethinin Türk Tarihi Bakımından Sonuçları:
- -Osmanlı Devleti Yükselme dönemine girmiştir.
- -Başkent Edirne’den İstanbul’a taşınmıştır. Osmanlı toprak bütünlüğü sağlanmıştır.
- -Osmanlı’nın Anadolu-Rumeli geçişi kolaylaşmıştır.
- -Karadeniz-Akdeniz deniz ticaret yolunun denetimi Osmanlılar’a geçmiştir.
- -Osmanlı Devleti İslam dünyasında şöhret ve itibara kavuşmuştur.
Padişah Yavuz Sultan Selim Mısır”da bulunan Memlüklüler üzerine sefere çıktı. Memlüklülerin Suriye”ye kadar gelerek Anadolu topraklarını tehdit etmesi, Hicaz suyolları sorunu, Memlüklerin Abbasi halifesini himaye etmesi sebebiyle Mısır’a sefer düzenlendi. Mercidabık 1516 ve Ridaniye 1517, savaşlarında Osmanlı Memlüklüleri yendi. Halifelik Osmanlı’ya geçti. Bu tarihten sonra Osmanlı padişahı halife ünvanına sahip oldu ve bütün İslam dünyasının dini lideri oldu. Mısır hazinesi ve baharat yolunun denetimi Osmanlı”ya geçti.
1.Süleyman (Kanuni) Osmanlı Devleti’nde 46 yıl ile en uzun süre tahtta kalan padişahtır. Adaleti ve yaptığı kanunlar sayesinde “Kanuni” unvanını almayı hak etti. Mohaç Savaşı’nda Macarları yenerek Orta Avrupa’da Osmanlı hâkimiyetini pekiştirdi. Avrupa Hristiyan birliğini bozmak için Fransa’ya kapitülasyonlar verildi. Kapitülasyon; ticari ayrıcalık anlamına gelir. Böylece Fransa uzun yıllar Osmanlı yanında yer aldı.
YÜKSELME DÖNEMİNDE DENİZCİLİK
Üç tarafı denizlerle çevrili Anadolu’nun güvenliğini sağlamak, ticareti geliştirmek amacıyla Osmanlı denizlere önem vermiştir.
Fatih döneminde Amasra, Sinop alındı. Trabzon Rum İmparatorluğu’na son verildi. Ardından Karadeniz’in kuzeyindeki Kırım’ın alınmasıyla Karadeniz tamamen Osmanlı’nın eline geçti. Karadeniz bir Türk gölü haline geldi.
Kanuni döneminde, Barbaros Hayrettin(Hızır Reis) Paşa’nın Kaptan-ı Derya olmasıyla birlikte Akdeniz’de Türk hâkimiyeti sağlandı.1538 yılında Haçlı donanmasıyla yapılan Preveze Deniz savaşı’nı Osmanlı kazandı. Akdeniz’deki üstünlük Osmanlıların eline geçti.
Anadolu’nun güneyinde bulunan Kıbrıs adasındaki korsanlar hem Osmanlı ticaret gemilerine zarar veriyor hem de hac yolu üzerinde tehdit oluşturuyorlardı. Bu amaçla Venedikliler ’in elinde bulunan Kıbrıs Adası 1571 yılında alındı. Doğu Akdeniz üstünlüğü tamamen ele geçmiş oldu. Kıbrıs adasının alınmasından sonra yapılan İnebahtı Deniz savaşını Osmanlı kaybetti. (İnebahtı yenilgisinden sonra Sokullu Mehmet Paşa Venedik elçisine; “Biz Kıbrıs’ı almakla sizin kolunuzu kestik. Siz de donanmamızı yakmakla bizim sakalımızı tıraş ettiniz. Kesilen kolun yerine başkası gelmez; fakat tıraş edilen sakal daha gür çıkar.” demiştir). Bu arada Girit adası 24 yılda alınabildi.
Rusya Karadeniz’de gemi bulundurup “sıcak denizlere inme” amacındaydı. Bu amaçla Osmanlı’ya 1700’lü yılların sonunda itibaren sürekli saldırdı. Osmanlı’ya isteklerini kabul ettirmek amacıyla Çeşme ve sonra Sinop’taki Osmanlı donanmasını yaktı. Küçük Kaynarca anlaşmasıyla(1774) Kırım elimizden çıktı. Ruslar Karadeniz’e rahatlıkla açılma imkânı sağladı. Karadeniz’deki Osmanlı üstünlüğü sona erdi.1856 yılında yapılan Paris konferansıyla Osmanlı’nın toprak bütünlüğü Avrupa devletlerinin koruması altına alındı. Osmanlı’nın kendi topraklarının koruyamayacak güçte olduğu anlaşıldı.
Avrupa’daki Gelişmeler
Coğrafi Keşifler
- ve 16. yy’de Avrupalıların özellikle pusulanın icadından sonra doğunun zenginliklerine denizden daha kısa yollardan ulaşmak amacıyla başlattıkları keşif hareketlerine coğrafi keşifler denir.
Pusulanın icadı, Okyanuslara dayanıklı gemilerin yapılması, cesur gemicilerin yetişmesi, İspanyol ve Portekiz krallarının denizcileri desteklemesi coğrafi keşiflere zemin hazırlamıştır.
Coğrafi keşifler sonucunda;
- Yeni yerler keşfedildi.
- Yeni deniz yolları bulundu.
- Dünyanın yuvarlak olduğu ispatlandı.
- Avrupa’da ticaretle uğraşan zengin (Burjuva) sınıfı doğdu.
Bu zengin kişiler bilim ve sanatı desteklediler. Avrupa’da bilim ve sanat hızla gelişti. Rönesans hız kazandı.
Bartelmi Diyaz Afrika’nın güneyini dolaşarak Ümit Burnu’na vardı. Vasko Dö Gama Ümit Burnu’ndan Hint Okyanusuna varıp Hindistan’a ulaştı.
Batıya doğru gidince Hindistan’a ulaşılabileceğini düşünen Kristof Kolomb harekete geçti. Amerika kıtasının doğu kıyılarına ulaştı. Burasını Hindistan’a yakın yerler zannetti. Bir süre sonra buralara gelen Amerika Vespuçi burasının yeni bir kıta olduğunu ortaya çıkardı. Bu yeni kıtaya kendi adını verdi.
Macellan batıya doğru giderek Hindistan’a ulaşmaya çalıştı. Filipinlere gelince yerliler tarafından öldürüldü. Arkadaşı Del Kano Hindistan’a ulaştı ve Afrika’nın güneyini dolaşarak Avrupa’ya ulaştı. Böylece dünya turunu ilk kez başaran denizci oldu.
-Hindistan ve doğu ülkelerine denizden direkt olarak ulaşılabileceğini anlayan Avrupa devletleri, ticaret yapmak ve doğunun mallarına ulaşmak için Osmanlı’ya ihtiyacı kalmadı. Osmanlı’nın denetiminde bulunan Akdeniz limanları ile İpek ve Baharat yolları önemini kaybetti. Osmanlı büyük ekonomik zarara uğradı. |
Rönesans (Yeniden Doğuş)
ve 16.yy’de Avrupa’da bilim, sanat, edebiyat, fen gibi her türlü alanda meydana gelen yenilik ve ilerlemelere Rönesans denir.
İstanbul’un fethinden sonra Avrupa’ya kaçan bilim adamları önce İtalya’da sonra tüm Avrupa’da pek çok gelişmeler sebep olmuştur. Ayrıca coğrafi keşifler sonucu doğu ülkelerinden pek çok yeni bilgi öğrenilmiştir. Matbaanın icadıyla eserler çoğaltılmış ve halkın kültürü artmıştır. Ayrıca, coğrafi keşifler sonucu doğunun zenginliklerini batıya taşıyan zengin kişilerin (Burjuva) çoğalması ve bu kişilerin bilim adamlarını desteklemesi Rönesans’a zemin hazırlamıştır. Makyavel, Leonardo da Vinci, Montaigne, Shakespeare Rönesans’ın önemli bilim adamı ve sanatçılarındandır. Pek çok yeni buluş yapılmıştır.
Reform
Rönesans, coğrafi keşifler ve özellikle matbaanın icadından sonra insanların incili okumaları üzerine rahiplerin ve papazların insanlara yalan söylediği anlaşıldı. İşte Rönesans’tan sonra Avrupa’da din alanında görülen yenilik ve değişmelere reform denir.
Skolastik (dini) düşünce yıkıldı. Laik bir eğitim ve yönetim anlayışı kabul edildi. İnsanların kilise ve din adamların baskılarından kurtulmaları üzerine özgür düşünce ortamı doğdu. Yeni mezhepler ortaya çıktı. Martin Luther adındaki papaz olan bir Alman, reform hareketlerine öncülük etmiştir. Rönesans ve reformun ardından Avrupa’da tamamen aklın ve bilimin egemen olduğu buluşların, yeniliklerin hız kazandığı ve doğu ülkelerinin bilim, sanat, fen, teknoloji gibi alanlarda geçildiği Aydınlanma çağı yaşanmıştır. Newton’un yerçekimi kanununu bulması gibi.. Avrupa ülkeleri bilim, sanat, teknoloji alanlarında gelişme göstererek doğu ülkelerini yakaladı.
Sanayi İnkılabı
1800’lü yıllarda İngiltere’de buhar gücünün makinalarda kullanılmasıyla sanayi inkılabı başladı.
- El tezgâhları kapandı.
- Fabrikalarda ucuza çok miktarda mal üretimi yapıldı.
- Fabrikalara hammadde ihtiyacının karşılanması için Avrupa ülkeleri geri kalmış, zayıf ülkelerin mallarına göz diktiler ve Avrupa ülkeleri bu zayıf ülkelerin elindeki malları alarak onları sömürge durumuna getirdiler.
- Büyük devletlerin zayıf devletleri himaye etme yarışı yani sömürgecilik yarışı başladı. Ayrıca sanayi inkılabından önce halk tarımla uğraşıyordu.
- Şehirlere göç başladı.
- Fabrikaların kurulmasıyla işçi sınıfı ortaya çıktı.
- Daha sonra artan işçi sorunlarını çözmek amacıyla işçi-işveren sorunlarını çözmek amacıyla sendikalar kuruldu.
Osmanlı Devleti, sanayi inkılabı sonucu ortaya çıkan değişime ayak uyduramadı, malları el tezgâhlarında üretmeye devam etti. Fabrika kurmak gereksiz görüldü. Ancak Avrupa’dan gelen fabrikada üretilen malların ucuz olması halkın bu mallara yönelmesine neden oldu. Osmanlı Devleti kısa süre içinde Avrupa’da üretilen mallara muhtaç oldu. Ekonomi dışa bağımlı hale geldi.
1789 yılında Fransa’da çıkan Fransız İhtilali ile halk, daha fazla hak ve hürriyet isteği ile krala karşı ayaklandı. Fransız İhtilali sonunda İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirgesi yayınlandı. Bildiride temel hak ve özgürlükler (adalet, özgürlük, mülk edinme, yaşama hakkı gibi) ve anayasal düzenlemeler yer almıştır. Fransız ihtilalinden sonra tüm dünyaya yayılan milliyetçilik akımı Osmanlı’yı olumsuz etkiledi. İmparatorluklar ve krallıklar içindeki farklı milletler, kendi devletlerini kurma isteğiyle ayaklandılar.
Osmanlı’da Islahatlar (yenilikler)
17.yy’de yani 1601-1700 yılları arasında 2. Osman, 4. Murat, ilk Osmanlı bütçesini oluşturan Tarhuncu Ahmet Paşa ve sadrazam Köprülü Mehmet Paşa dönemlerinde idari, askeri ve mali alanlarda ıslahat (yenilik) yapılmış ancak ıslahatlar sorunların temeline inilmeden, kişisel çabalarla ve de Avrupa’nın yenilikleri dikkate alınmadan yapıldığından başarılı olamadı. Hatta yeniliklere karşı olan Yeniçeri Ordusu padişah 2. Osman’ı asmıştır.
Ayrıca 17.yy’de durumdan memnun olmayan, yüksek vergi ödemek zorunda kalan halk, Merkez (İstanbul) ve Celali(Anadolu) İsyanlarını çıkarmıştır.1683 yılında Osmanlı Avusturya’ya ait olan Viyana’yı kuşattı. Neredeyse bütün Hristiyan ülkeler Avusturya’ya yardım etti. Hristiyan haçlı ordusuyla 16 yıl süren savaşı Osmanlı kaybetti. 1699’da haçlılarla çok ağır maddeleri olan Karlofça Antlaşması imzalandı. Osmanlı bu antlaşmayla ilk kez büyük miktarda toprak kaybetti. Osmanlı gerileme dönemine girdi. Osmanlı’da bunlar yaşanırken Avrupa’da çok hızlı yenilik ve ilerlemeler yaşandı. Özelikle İstanbul’un fethinden sonra Avrupa’ya kaçan Bizans’ın bilim adamları Avrupa’da pek çok yenilik yaptılar. Özellikle İtalya yenilik hareketlerinin merkezi oldu. Osmanlı bu yenilikleri takip etmedi.
1639 yılında İran ile imzalanan Kasr-ı Şirin anlaşması ile belirlenen Türkiye-İran sınırı bugün aynen iki ülkeyi ayıran sınırdır.
Lale Devri (1718-1730)
1718 Pasarofça antlaşmasından 1730 Patrona Halil isyanına kadar geçen süre Osmanlı tarihinde Lale Devri olarak bilinir. 1699 yılında imzalanan Karlofça Antlaşmasıyla kaybettiğimiz yerleri geri almaya çalışmamız gerekirken Lale Devrinde sefere çıkılmamış, eğlence yaşamı görülmüştür.
Ancak bazı yenilikler de görülmüştür. Lale çiçekleri ekilmiş, matbaa ilk defa İbrahim Müteferrika tarafından Avrupa’dan getirilmiştir. İlk basılan eser “Vankulu” adında bir sözlüktür. Kâğıt ve kumaş fabrikası açılmış, itfaiye bölüğü kurulmuş, ilk defa karantina sistemi uygulanmıştır. Avrupa’nın yeniliklerini takip etmek amacıyla Paris, Viyana gibi önemli başkentlere geçici elçilikler açılmıştır. Paris elçisi Yirmisekiz Çelebi Mehmet Efendi Paris anılarını “Sefaretname” adlı eserinde anlatmıştır.
3. Ahmet dönemi yani Lale Devri, Patrona Halil isyanıyla son bulmuştur. Dönemin sadrazamı Nevşehirli Damat İbrahim Paşa’dır.17.yy ıslahatları ile 18.yy ıslahatları arasındaki en büyük fark; 18. yy de Avrupa örnek alınmaya başlanmıştır.
Fransız İhtilali
1789’da Fransa’da ağır vergiler yüzünden ezilen halk daha fazla özgürlük, eşitlik ve adalet isteğiyle krala karşı ayaklandı. Bu olaya Fransız İhtilali denir. Hak ve özgürlüklere sahip olmak Fransız halkı, sonunda krala isteklerini kabul ettirdi. Sonrasında özellikle milliyetçilik hareketleri tüm Avrupa’ya yayıldı. Krallıklar ve imparatorluklar içerisindeki milletler, kendi devletlerini kurma isteğiyle ayaklandı. Osmanlı’da Yunanlılar ve Sırplar başta olmak üzere Balkan milletleri ayaklanarak Osmanlı’dan ayrılma çabasına girdiler. Bunun üzerine Osmanlı tüm halkı bir arada tutmak amacıyla 18. yy’de Tanzimat ve Islahat Fermanlarını yayınlayarak tüm halkı bir arada tutmaya çalışmıştır.
3.Selim Dönemi (Nizam-ı Cedit)
3. Selim yeniçeri ordusunun görevini yapmaması, emir dinlememesi üzerine Nizam-ı Cedit adıyla yeni bir ordu kurdu. Ayrıca 3. Selim’in yaptığı yenilik hareketlerine Nizam-ı Cedit denir. Bu yeniliklerin masraflarını karşılamak amacıyla Irad-ı Cedit adıyla yeni bir hazine oluşturmuştur. Paris, Viyana gibi yerlere açılan elçilikleri sürekli, daimi hale getirmiştir. Ancak yeniliklere karşı çıkanlar Kabakçı Mustafa liderliğinde isyan çıkartarak 3. Selim dönemine son vermişlerdir.
2.Mahmut
Bu dönemde, sürekli yenilik karşıtı olan Yeniçeri ordusu 1826 yılında ortadan kaldırıldı. Bu olaya Vakayı Hayriye (Hayırlı Olay) denir. Yeniçeri’nin yerine Asakir-i Mansure-i Muhammediye adıyla yeni bir ordu kuruldu. 2. Mahmut eğitim ve yönetim alanında pek çok yenilik yapmıştır. “Takvim-i Vekayi” adlı Fransızca ve Türkçe olarak resmî bir gazete çıkarılmıştır.
Tanzimat Fermanıyla kanun gücü vurgulanmış Müslüman olan olmayan herkesin eşit olduğundan bahsedilmiştir(1839).Tanzimat Fermanı’na 3 Kasım 1839’daGülhane Parkı’nda halka okunduğu için “Gülhane Hatt-ı Hümayun’u” da denir.
1856 yılında çıkarılan Islahat Fermanıyla bu eşitlik bozulmuş Müslüman olmayan yabancı halka daha fazla haklar tanınmıştır.
1876 yılında 1. Meşrutiyet ilan edilmiş açılan meclis sayesinde halk söz söyleme hakkını elde etmiş padişahın yanında yönetime katılmıştır. Kanuni Esasi ilk Osmanlı yazılı anayasası kabul edilmiştir. Padişah 2. Abdülhamit tarafından kaldırılan Meşrutiyet yönetimi 1908 yılında tekrar ilan edilmiş ancak demokratikleşme alanındaki tüm bu gelişmeler Osmanlı’yı yıkılmaktan kurtaramamış sadece Osmanlı’nın yıkılışını geciktirmiştir. Pek çok devlet Osmanlı’nın işine karışmış, kapitülasyonlar, yeniliklerin yeterli, tutarlı olmayışı, Fransız İhtilali sonucunda çıkan ayaklanmalar yıkılışın sebepleri olmuştur.
Memleket Sandıkları: Tarımla uğraşan halka kredi sağlamak amacıyla oluşturulan sandıktır. Para bir sandıkta biriktirilir ve ihtiyacı olana geri ödemesi kaydıyla verilirdi. Bugünkü banka gibi… Menafi sandıkları adıyla da bilinir.
SEYYAHLARIN GÖZÜNDEN OSMANLI KÜLTÜRÜ
Seyyah: Gezgin. Gezip gördüklerini insanlara anlatan kimse.
* 17. yüzyıl Evliya Çelebi: 50 yıllık gezilerinde Anadolu, Rumeli, Kafkasya, İran, Yunan, Avusturya, Hollanda, Rusya, Mısır gibi ülkeleri gezip halkın giyim, gelenek ve görenekleri hakkında bilgi vermiştir.
– Jiselin dö Busbek: Bir Türk hanını, kilim, yemek ocaklarını anlattı.
– Duran dö Föntmeyn: Türk evlerinin iç modellerini anlatır.
– Leydy Montegu: 18. yüzyıl İngiliz elçisinin eşi Türklerin Çiçek aşısını bulduğunu anlatır.
– Serrano Sanz: Hayratların, vakıfların çokluğunu, Türklerin cömertliğini, hayvan sevgisini anlatır.
– Jean Thevenot: Ramazan bayramının en büyük bayram diye anlatır. Yine kahvehane kültürünü anlatır. Hamam kültürünü, limon suyu, şerbet, miskî amber, gülsuyunu anlatır.
* Türkler başka kültürlerden etkilense de Türk kalmayı bilmişler.
– Busbek: Alman İmparatoru Şarlken’in büyükelçisi olarak İstanbul’da bulunmuş, Budin’den Almanya’ya kadar gezmiştir.
* Şehirler vakıf eserleri ve mimari eserlerle doludur.
Estetik Sanat Eserleri Olarak:
– Bursa Yeşil Türbe
-Sivas Divriği Camii, Çifte Minare ve Şifahiye Medreseleri
– Fatih’in İstanbul’daki ilk sarayı İstanbul Üniversitesi bir bölümüdür.
– Ankara Hacı Bayram Veli Cami, Osmanlı Kuruluş Döneminden beri kullanılır.
* Şehirlerimiz kültür zenginliğimizle birleşmişlerdir.
El Sanatları
Çini, toprağın pişirildikten sonra şekil verilip tabak, vazo ve sürahi gibi eşyalar üretilmesine dayalı bir el sanatıdır.
Hat, güzel yazı yazma ve süsleme sanatıdır. Bu işi yapanlara da hattat denir.
Ebru, kıvamlı suyun üzerine gül dalı ve at kılından mamul fırçalar yardımıyla sığır ödü ilave edilerek ayarlanmış, suda erimez boyaların yüzeye serpilip kâğıda alınmasıyla oluşan kâğıt bezeme (süsleme) sanatıdır. Kâğıt yüzeyinde buluta benzer şekiller oluştuğu için bu sanatın adına “bulutumsu” manasına gelen Farsça “ebrî” denilmiştir.
Bunları Biliyor Musunuz?
Sultan Abdülmecit döneminde sadrazam olan Mustafa Reşit Paşa maliye ile ilgili birçok çalışma yapmıştır. İlk kâğıt para onun girişimleriyle bastırılmıştır. Yabancı paralar yasaklanmıştır. Paranın değerinin düşmesi nedeniyle Avrupa paralarının değerine eşit “mecidiye” basımına başlanmıştır. Tanzimat sonrasında Osmanlı Devleti’nde birçok alanda olduğu gibi ekonomik alanda da değişimler yaşanmıştır. Özellikle 1838’de imzalanan Balta Limanı Ticaret Anlaşması ile yabancıların serbestçe ticaret yapabilmelerine imkân sağlanmıştır. Bunun sonucu yabancı sermaye yatırımları Osmanlı ekonomisini olumsuz etkilemiştir. 1881 yılında Osmanlı Devleti’nin dış borçlarını ödeyememesi üzerine Duyun-u Umumiye İdaresi (Genel Borçlar) kurulmuştur.
1840’ta Posta Nezareti açılmıştır. 1855 yılında ise Telgraf Müdürlüğü kurulmuştur. 1851 yılında “Şirket-i Hayriye” adı ile bir vapur işletme şirketi kurulmuştur. Osmanlıda ilk toplu taşıma 1870’te ”Omnibüs” adı verilen büyük faytonlarla yapılmıştır. Omnibüslerin ihtiyacı tam karşılayamaması nedeniyle 1871’deatlı tramvaylar kullanılmıştır. Osmanlı Devleti’nde ilk demir yolu Kahire-İskenderiye arasındadır. Anadolu’daki ilk demir yolu hattı 1856-1866 yılları arasında tamamlanan ve 131 km uzunluğunda olan İzmir-Aydın arasındaki hattır.
Ders notunu daha düzenli ve word belgesi olarak indirmek için BURAYA TIKLAYIN
Teşekkür ederim..
Çok güzel olmuş.
Teşekkür ederim. Diğer üniteler için de özetler olursa çok güzel olur.
Çok teşekkür ederim.