TBMM’ye Karşı Çıkan Ayaklanmalar ve Alınan Tedbirler

Türkiye Büyük Millet Meclisine Karşı Çıkan Ayaklanmalar

(TBMM 23 NİSAN 1920​)

Amasya Görüşmeleri’nde alınan karar gereği 12 Ocak 1920’de son Osmanlı Mebuslar Meclisi açılmıştır. Meclis 28 Ocak 1920’de Misak-ı Milli kararlarını alınca İstanbul işgal edildi, meclis dağıtıldı ve üyeleri sürgüne gönderildi. Bu durumdan yararlanan Mustafa Ke¬mal Ankara’da yeni bir meclis açmak için çalışmalar başlattı. Her yerde seçimler yapılmaya başlandı. Her ilden 5 milletvekili seçildi ve 23 Nisan 1920’de Ankara’da Sinop milletvekili Şerif Bey’in başkanlığında I.TBMM toplandı. TBMM’nin açılmasıyla Temsil Heyeti’nin görevi sona erdi.
Açılışın ilk günü meclis başkanlığına Mustafa Kemal seçildi. Mustafa Kemal, Meclise 6 maddelik önerge verdi.
Bu önergede yer alan hükümler şunlardır:
1. Hükümet kurmak zorunludur.

2. Geçici bir hükümet başkanı veya padişah vekili atamak doğru değildir
UYARI Meclisin aldığı kararlarda bağımsız olması gerekliliği ve süreklilik özelliği vurgulanmıştır.

3. TBMM’nin üstünde bir güç yoktur. Mecliste ortaya çıkan ulusal irade yurdun kaderine el koymalıdır.
UYARI İstanbul Hükümeti yok sayılmış, ulusal iradenin her şeyin üstünde olduğu vurgulanmıştır

4. Meclisten seçilecek bir kurul hükümet işlerine bakar, Meclis başkanı aynı zamanda hükümetinde başkanıdır.

5. Yasama, yürütme ve yargı yetkileri TBMM’ye aittir
UYARI Güçler birliği ilkesinin olduğunu gösterir

6. Padişah ve halife, baskı ve zordan kurtulduğu zaman meclisin düzenleyeceği yasaya göre yerini alır
UYARI Padişah ve halifenin varlığı kabul edilmiştir

  1. TBMM’nin Özellikleri​ Nelerdir:
  2. TBMM’nin açılmasıyla Temsil Heyeti’nin yetkileri sona ermiştir.
    Olağanüstü yetkilere sahiptir.
    Milli egemenlik ilkesini benimsemiştir.
    Çok sesli bir yapıya sahiptir.
    Kurucu meclis özelliği taşımaktadır.
    Partileşme yoktur, gruplaşma vardır.
    TBMM’nin açılması ile Türk Devleti resmen kurulmuştur.
    Milli Mücadele hareketi zarar görür düşüncesiyle, uzun süre padişahlık ve halifelik kurumlarına dokunulmamıştır.
    Vatanın kurtarılmasına öncelik verilmiştir. Vatan ve milletin kurtuluşu her şeyin üstünde tutulduğu için tam bir uyum içinde çalışmışlardır.
    Önce yasama ve yürütme sonra da yargı gücü¬nü elinde toplayarak “Güçler Birliği”ni sağlamış, ülkeye tamamen egemen olmuştur.
    1921 Anayasası’yla “Şeriat hükümlerinin uygulanması görevini” kendi üzerine almıştır. (Laik bir yapıya sahip olmadığını kanıtlamaktadır.)
    TBMM, millet iradesiyle iş başına gelmiştir. Buna karşı çıkanlar ve kendisine isyan edenlere karşı varlığını korumak için “Hıyanet-i Vataniye Kanunu’nu” çıkartmıştır.
    Düşmanın yurttan kovulmasından sonra yapılacak inkılâplar ve düzenlemeler meclisin gündeminde bulunmamıştır, inkılap olarak sadece “Saltanat” kaldırılmıştır (1 Kasım 1922).
    Komutanlar Meclisin doğal üyesi olarak kabul edilmiştir.
    Meclis 23 Nisan 1920’de toplanmış ve 1 Nisan 923’e kadar görev yapmıştır

TBMM’YE KARŞI AYAKLANMALAR​

TBMM’nin açılması Osmanlı Hükümeti’nce olumlu değerlendirilemezdi. Bu sebeple Osmanlı Hükümeti Anadolu’daki milli hareketi yıkmak için elinden gelen her türlü çareye başvurdu. TBMM kurulduktan sonra en çok uğraştığı sorun, Anadolu’nun çeşitli yerlerinde ortaya çıkan ayaklanmalar olmuştur.
1919 yılında başlayan bu ayaklanmalar, 1920 yılında yaygınlaştı. Milli mücadeleyi tehlikeye düşürecek boyutlara ulaşan ayaklanmalar 1921 yılı sonlarında tamamen bastırılabilmiştir. Ayaklanmalarda İstanbul Hükümeti ve itilaf Devletleri’nin kışkırtmaları etkili olmuştur, İstanbul’un işgalinden sonra yeniden sadrazamlığa getirilen Damat Ferit Paşa, İngilizlerin baskısıyla Büyük Millet Meclisi’nin çalışmalarını engellemek için her türlü yola başvurmuştur. Halkın dini duygularını bir silah olarak kullanmıştır. Milli mücadele hareketinin padişaha karşı bir ayaklanma olduğu şeyhülislamdan alınan bir fetva ile ingiliz uçaklarından atılan broşürlerle halka duyurulmuştur. Bu fetvalar özellikle cahil insanlar üzerinde etkili olmuştur.

İsyanların Nedenleri​

1. işgal güçlerinin Anadolu’nun işgalini tamamlayabilmek için İstanbul Hükümeti’ni yönlendirmeleri,
2. Bağımsız devlet hayaline kapılan azınlıkların işgal güçleri desteğinde harekete geçmeleri,
3. İstanbul Hükümeti ve saltanata bağlı kişilerin itilaf Devletleri’ne şirin görünmek için Anadolu’ da ve Trakya’da halkı kışkırtmaları,
4. Mustafa Kemal’in bilinçlendirmek istediği Anadolu halkını da etki altına alarak TBMM’yi boşlukta, hiçbir yetkisi olmayan kuruluş durumuna düşürmek istemeleri,
5. Sadrazam Damat Ferit’in Mustafa Kemal için dönemin şeyhülislamına hazırlattığı fetva ile halkın dini duygularını kötüye kullanması,
6. Bir takım Kuvay-i Milliye komutanlarının bazı yerlerde disiplinsiz davranışlarda bulunarak halktan para ve malzeme toplamaları, diledik¬leri kimseleri kendi değer yargılarına göre cezalandırmaları,
7. Bazı Kuvay-i Milliye şeflerinin kişisel hırsları nedeniyle kurulan düzenli ordu birliklerine karşı çıkmaları,
8. Mondros Ateşkes Antlaşmasından sonra ortaya çıkan otorite boşluğu ve güvensizlik ortamında eşkıyanın çoğalması, TBMM’nin askerliği zorunlu hale getirmesi sonucu asker kaçak¬larının artması ve bunların eşkıya ile iş birliği yapması,
9. On yıllık savaş döneminde yorulmuş, savaş yılgını halkın bu duygularının kullanılması,
10. Bazı yerleşim merkezlerinin ileri gelenleri arasındaki çekememezlik ve feodal yapılanma istekleri,
TBMM’ ye karşı çıkarılan ayaklanmalar dört ana başlıkta ele alınabilir:

Doğrudan doğruya İstanbul Hükümeti’nin çıkardığı isyanlar;
İstanbul Hükümeti’nin, boğazlar ve çevresinin güvenliğini sağlayarak saltanat ve hilafeti korumak amacıyla ingilizlerin de desteğiyle çıkardığı isyanlardır.
a) Anzavur İsyanı: Balıkesir dolaylarında1919 yılında çıkan isyan Kuvay-ı Milliye birlikleri tarafından bastırılmıştır.
b) Kuvay-i İnzibatiye: Halife ordusu adıyla da anılan bu kuvvetler ingilizlerin de yardımıyla izmit, Geyve ve yöresinde isyan ettiler, isyan, Ali Fuat Paşa tarafından bastırılmıştır.

2. İstanbul Hükümeti ve işgalci güçlerin kışkırtması ile çıkan isyanlar
Bolu, Düzce, Hendek, Adapazarı ayaklanması,
Yozgat ayaklanması,
Afyon ayaklanması (Çopur Musa),
Konya, Bozkır, Çumra ayaklanması,
Urfa, Milli Aşireti Ayaklanması

3. Azınlıkların çıkardığı isyanlar
Pontus Rum isyanı, Ermeni İntikamcıları
Azınlıklar, yoğun olarak yaşadıkları bölgelerde bağımsız bir devlet kurmak veya büyük devletlerin koruyuculuğu altına girmek amacıyla isyan çıkardılar. Bu azınlık isyanları kesin zaferin kazanılması ve Anadolu’dan düşmanın tamamen çıkarılmalarıyla sona ermiştir.

4. Kuvay-i Milliye taraftarlarının çıkardığı isyanlar;
-Çerkez Ethem isyanı,
-Demirci Mehmet Efe isyanı,
Kuvay-i Milliye ilk olarak halkın bir tepkisi olarak Yunan işgaline karşı izmir ve çevresinde kurulmuştur. Hepsi yurtsever insanlardan oluşmaktaydı. Disiplinsiz ve belli bir otoriteye bağlı olmamaları, keyfi tutumları, TBMM’ye zarar vermeye başlamıştı. TBMM bu durumu ortadan kaldırmak amacıyla harekete geçince Kuvay-i Milliyeciler ayaklandılar

TBMM’nin İsyanlara Karşı Aldığı Önlemler​

  1. Hıyanet-i Vataniye Kanunu çıkarılarak, ayaklanmalara kesin önlemler alındı.
  2.  İstiklal Mahkemeleri kuruldu.
  3. Damat Ferit Paşa tarafından dağıtılan İstanbul fetvasına karşı, Ankara Müftüsü Rıfat Börekçi’nin fetvası yayınlatıldı.
  4. Düzenli orduların kurulması sağlanarak, Kuvay-i Milliye birlikleri dağıtıldı
  5. Halkı doğru bilgilendirmek için Anadolu Ajansı kuruldu

İsyanların Sonuçları​

-Milli Mücadele’nin uzamasına neden oldu.
-Kurtuluş Savaşı’nın kazanılması gecikti.
-Anadolu’nun daha çok düşman işgali altında kalmasına yol açtı.
-Yunanlılar Anadolu’nun en içlerine kadar yayılma imkanı buldular.
-TBMM’nin gücünün tanınmasına ve Anadolu’ya hakim olmasına ortam hazırladı.

TBMM’ye Karşı Çıkan Ayaklanmalar ve Alınan Tedbirler ders notunu düzenli ve word olarak indirmek için BURAYA TIKLAYIN