II. Selim'in Hayatı

tonguç

Sosyalbilimciler.com
Katılım
30 Ocak 2016
Mesajlar
4
Puanları
1
II. Selim genel olarak Sarı Selim olarak bilinirdi.
2. Selim 11. Osmanlı padişahı ve 90. İslam halifesidir.
Kanuni Sultan Süleyman ve Hürrem Sultan'ın oğludur.
1566-1574 yılları arasında Osmanlı Devleti’ni idare etmiştir.

2. Selim'in Hayatı

II. Selim Sarı Selim olarak anılırdı. II. Selim 28 Mayıs 1524 İstanbul doğumludur ve 15 Aralık 1574 İstanbul'da vefat etmiştir.

II. Selim 11. Osmanlı padişahı ve 90. İslam halifesidir. Kanuni Sultan Süleyman ve Hürrem Sultan'ın oğludur.1566-1574 yılları arasında Osmanlı Devleti’ni idare etti. Babasının ölümü üzerine onun tek oğlu olarak 1566 tarihinde on birinci padişah olarak tahta geçti. Dedesi I. Selim gibi 8 yıl taht’a kalarak kısa bir iktidar dönemi yaşadı. Padişah olur olmaz ilk seferini Batı’ya yaptı. Ülke sınırlarını Orta Avrupa’ya kadar genişletti. Ülkesinin Doğu bölümünde gelişen olaylar sebebi ile Tatarlarla Özbeklerle Çerkezlerle ve Gürcülerle savaştı. Basra Bağdat Kıbrıs Tunus kayıtsız şartsız teslim olanlar arasındaydı. Babası gibi ülkesinin denizlerde de egemenliğini genişleterek deniz egemenliğine önem verdi.

Oruç Reis Turgut Reis gibi kaptanlar onun zamanında yetişti. Sokullu Mehmed Paşa gibi çok güçlü bir vezire sahipti devlet işlerinde en önemli yardımcısı idi. İyi silah kullanmasını bilir aynı zamanda usta bir okçu idi. Halkına karşı adil davranırdı. İlme açık ve alimleri korurdu. Onun zamanında İstanbul ve ülkenin çok değişik alanlarında birçok mimari eseri yapıldığı gibi önemli onarım faaliyetlerini de gerçekleştirdi. Devrinin usta mimarı Mimar Sinan’a Edirne’de Selimiye Camii'ni yaptırdı. Babasından 14.892.000 km2 olarak devraldığı imparatorluk topraklarını 15.162.000 km2 olarak bırakmıştır. 15 Aralık 1574 günü vefat etmiş Ayasofya'daki türbesine gömülmüştür. Ölümüne kadar padişahlığını sürdürmüştür.

2. Selim'in Çocukluğu Hakkında Bilgi

Şehzade Selim'in çocukluğu İstanbul'da Eski Saray'da geçmiştir. 27 Haziran 1530'da kardeşleri Şehzade Mustafa ve Mehmed ile birlikte At Meydanı'nda bir hafta boyunca süren eşsiz bir eğlence ve törenle sünnet edildi. 16 yaşına kadar sarayda kalıp derin bir saray eğitiminden geçirildi. 1542'de 16 yaşında iken Konya Sancak beyi olarak atandı. 1544'de Manisa Sancak beyi olarak tayin edildi ve Manisa Sancak beyi olarak 1558'e kadar görev yaptı. Manisa'da zamanını eğlence ve av partileri ile geçirdiği bildirilir. 1558'de tekrar Konya Sancak beyliği'ne ve 1562'ye kadar orada kaldı.

Şehzade Selim babası Kanuni Sultan Süleyman hayatta iken özellikle 1553'den sonra babasına varis olabilecek diğer şehzadelerle taht mücadelesine girişti. Kanuni'nin şehzadelerinden Mustafa Mahmud Murad Mehmed Abdullah ve Cihangir babaları sağken ölmüşlerdi. Kanuni'nin çok bağlı olduğu karısı Hürrem Sultan kendi oğullarından Selim veya Beyazid'in taht varisi olmasını istemekteydi. Ağustos 1553'de Kanuni Nahcivan Seferi'nde iken Konya Ereğlisi'nde o sefere katılan Şehzade Mustafa Hürrem Sultan'ın yakın adamı olan Sadrazam Rüstem Paşa'nın tavsiyesine uyan babası Kanuni tarafından idam ettirildi. Tahta varis olarak Hürrem Sultan'in iki oğlu Şehzade Beyazıd ve Selim kaldı. 1558'de Hürrem Sultan ölünce bu iki kardeş birbirleriyle açık mücadeleye giriştiler. Amasya Sancak beyi olan Şehzade Beyazıd daha atak ve isyancıydı. Sabırlı ve sağduyulu davranışlı görünen Şahzade Selim babasının desteğini kazandı. 29 Mayis 1559da iki şehzade taraftarları ve kendi sancak orduları ile birlikte Konya yakınlarında bir muharebeye giriştiler. Babasının desteğini almış olan Şehzade Selim bu çarpışmadan galip çıktı. Selim kaçan Beyazid'ı Hınıs'a kadar kovalayıp Konya'ya geri döndü. Beyazıd oğulları ile birlikte önce Amasya'ya ve sonra babasının kendi üzerine gelmek üzere Üsküdar'da ordugaha geçtiği haberini alınca 2.000 kişilik ordusuyla İran'a Safavi devletine sığındı. Kanuni Şah Tahmasp ile yapılan yazışmalarla isyankar oğlunun geri verilmesini istedi. 25 Eylül 1561'de Şah Tahmasp elinde bulunan şehzadeleri Kazvin'de boğdurtup naaşlarını geri gönderdi ve bu cenazeler Sivas'a getirilip gömüldüler. Boylece 1561'de Konya Sancak beyi olarak bulunan Şehzade Selim Kanuni'nin rakipsiz tek veliahtı olarak kaldı. Bu nedenle 1562de devlet başkentine daha yakın olan Kütahya Sancak beyliğine atandı.

Şehzade Selim babasının son seferi olan 1566 son Avusturya Seferi'ne katılmadı. Selim Kütahya yakınlarında Sıçanlı sahrasında avda iken babası'nın Sigetvar kusatması sırasında 7 Eylul'de öldüğünü bu ölümü herkesden gizleyen Sadrazam Sokollu Mehmed Paşa'nin güya fetihname olarak gönderdiği gizli mektubundan öğrendi. Hemen lalaları Huseyin Paşa Hoca Attaullah ve muhasibi Celal Bey ile birlikte bir alayla İstanbul'a hareket etti. 30 Eylul'de Üskudar'a vardı. Herkes babasının ölümünden habersizdi. Üskudar İskelesi'ne saltanat kayığı ile gelen Bostancıbası Davut Ağa Sultan Selim'in padişahlığını ilk tanıyanlardan biri olarak onu saltanat kayığı ile Topkapı'ya geçirdi. O sırada Tersane ve Tophane'den saltanat topları atılıp yeni sultanın tahta geçtiği halka ilan edildi. Sultan Selim Köşk İskelesinden şehir kapısına kadar özel murassa giyimle at üzerinde alayla geçti ve yolda etraftan gelen halka paralar saçıldı. Saraya gelen Selim tahta oturtuldu ve İstanbul'da bulunan devlet ricali (İstanbul Muhafızı İskender Paşa Şeyhülislam Ebussuud Efendi vb) tarafından egemenliği tanındı. Bu sırada yapılan harcamaları karşılamak için özel tören isteyen devlet hazinesi açılması yapılmadı ve ablası Mihrimah Sultan tarafından borç verilen 50.000 altın kullanıldı.

Sultan Selim hemen iki gün sonra orduyu ve babasının cenazesini karşılamak üzere İstanbul'dan ayrıldı. Edirne Filibe Sofya üzerinden (genellikle 30 gün çeken yolu) çok hızla geçerek 15 günde Belgrad'a ulaştı. Kanuni'nin ölümü seferden geri dönmekte olan orduya Belgrad'a dört menzil kala açıklandı ve Sultan Selim üzüntüden perişan orduyu Belgrad'da karşıladı. Belgrad'da kılınan cenaze namazından sonra Kanuni'nin naaşı acele İstanbul'a gönderildi. Belgrad'da kalan Sultan Selim orada yeniden bir cülus (tahta çıkma töreni) yapılmasını reddetti. Askere dağıttığı cülus bahşişi de kapıkulu askeri tarafından az görülüp kızgınlıkla karşılandı. Sultan Selim Kasım ayında Edirne'ye vardı ve orada bekledikten ve yollarda kapıkullarının yaptıkları isyankar hareketler altında Aralık'ta İstanbul'a gelebildi.

2. Selim'in Eserleri

II. Selim zamanında Ayasofya Camii yeniden onarıldı. Selimiye Camii Mimar Sinan tarafından onun döneminde inşa edildi. Babası gibi II. Selim divan edebiyatına birçok eser bırakmış bir şairdir. Selim'in özellikle Nurbanu Sultan için yazdığı şiirler divan edebiyatının en güzel eserleri arasında gösterilir.

Ünlü bir beyti:

Biz bülbül-i muhrik-dem-i şekva-yı firâkız
Ateş kesilir geçse sabâ gülşenimizden
(Ayrılığın şikayetinin yakıcı demlerinin adamlarıyız biz. Sabah rüzgarı ateş kesilirgülistanımızdan geçse.)

Son devrin ünlü şairlerinden Yahya Kemal II. Selim'in bu beyti için Selimiye kadar güzel bir şiir demiştir.

2. Selim'in Yaptırdığı Hayratlar

Mekke-i mükerremenin su yollarının tâmiri Mescid-i Harâm’ın mermer kubbelerle tezyini Lefkoşe Selimiye Câmii Azîz Efendi tekkesi Navarin limanına hâkim bir mevkiye yaptırdığı kule hayrâtı arasındadır. Edirne'ye yaptırmasının sebebi ise: Sultan’ın caminin yapılacağı şehir olarak neden Edirne'yi seçtiği kesin olarak bilinmemektedir. Evliya Çelebi Seyahatname adlı eserinde padişahın rüyasında İslam peygamberi Muhammed'i gördüğünü ve onun kendisinden Kıbrıs'ın fethi anısına bir cami yaptırmasını istediğini yazmıştır.Bu konudaki daha gerçekçi yorumlarda ise o dönemde İstanbul'da yeni bir büyük camiye ihtiyaç duyulmadığı Edirne'nin Rumeli'deki Osmanlı egemenliğinin merkezi konumunda olduğu ve Selim'in gençlik yıllarından beri şehre ayrı sevgi beslediğine dikkat çekilir.
 
Üst Alt