- Katılım
- 27 Eki 2010
- Mesajlar
- 0
- Puanları
- 63
: :-[ :-* :'(
2001 yılında ilk defa göreve başladım. izmir'in bir ilçesinde şirin bir ilköğretim okuluna atanmıştım. Yepyeni bir hayatdı benim için öğretmenlik.
İdealizmin doruklarındaydım. İlk dersimde tenefüse dahi çıkmak istememiştim. Öğrenciler yetersizdi belki ama olsun ben kararlıydım. Matematiği önce sevdirecek sonrada öğretecektim. Belli bir süre kısmen başarabildim de. Ama her şey işte o müdür yardımcısıyla başladı. Önce okulun kantinini benim sorumluluğum altına verdi. Bu da yetmezmiş gibi birde mutemetliği. Dersin ortasında nöbetçi öğrenci beni çağırıyor "Öğretmenim Ülker geldi bir gelirmisiniz?" Ben dersi bırakıp gidiyorum "1 koli Biskrem, 1 koli çubuk kraker vs. vs." siparişi verip geliyorum. Sonra müdür yardımcısı çağırıyor "Hocam bir öğretmenin ek dersi eksik yatmış bodroları tekrar bir kontrol edin vs. vs".
Neyse nihayetinde ben ne olduğumu unutmaya başladım. Öğretmen mi? Kantinci mi? Mutemet mi? Artık ne idealistlik kalmıştı ne de başka bir şey.
Sonrasında müdür yardımcısı ile esaslı bir tartışma yaptık. Ve ben kantinden kurtuldum. Ama mutemetlik benim için hala berbat bir şeydi. Her ayın 1'i ile 15'i maaşı ek,dersi nasıl yetiştirecem diye atla karayı seçiyordum.
Tabi bu tartışmadan sonra müdür yardımcısı ile aramız bozuldu. Müdür yardımcısından sadece ben şikayetçi değildim. Diğer öğretmen arkadaşlarla arada sırada öğretmenler odasında müdür yardımcısı hakkında konuşuyorduk. Bize yapılan haksızlıklardan falan gibi. Arada sırada müdür yardımcısı öğretmenler odasına gelir bizim bir gün önce nereye gittiğimizi,akşam kimle muhabbet ettiğimizi yada hafta sonu ne yapacağımızı bize tek tek söylerdi. Sonra da ben her şeyi bilirim, benim her yerde gözüm kulağım var falan derdi. Biz anlayamazdık bu adam bu kadar şeyi nasıl biliyor diye.Çünkü adam yaşlı şeker hastası biriydi. Belli bir süre sonra müdür yardımcısı rapor aldı ve bir arkadaşımız onun yerine vekillik etti. Zaten ilginç olan olaysa bundan sonra patlak verdi.
Arkadaş İstiklal Marşı'nın kasetini ararken çekmecelerin birinde bir sürü kaset buluyor. İçlerinden birini alıp takıyor teybe. Bir de ne duysun kendi sesi kasette. 1 ay önce öğretmenler odasında benimle birlikte konuştukları olduğu gibi kasete kaydedilmiş. Diğer kasetlerin hepsinde de bizim öğretmenler odasında konuşmalarımız var. Sonrasında anlaşılıyorki bu pisikopat, öğretmenler odasına dinleme cihazı koydurmuş 30-40 tane kaset doldurmuş. Hepimiz şaşkınlıktan ne diyeceğimizi bilemiyorduk. Durumu müdüre anlattık haberi olmadığını gerekeni yapacağını söyledi. Aradan 4 yıl geçti o adam hala o okulda müdür yardımcılığı yapıyor.
Evet işte böyle...Eminim hepimizin başından böyle ilginç olaylar geçmiştir. Ben açılışı yaptım. Şimdi sıra sizde... Tabi varsa
Anılarrr...
O halde başlangıcı ben yapayım.
2001 yılında ilk defa göreve başladım. izmir'in bir ilçesinde şirin bir ilköğretim okuluna atanmıştım. Yepyeni bir hayatdı benim için öğretmenlik.
İdealizmin doruklarındaydım. İlk dersimde tenefüse dahi çıkmak istememiştim. Öğrenciler yetersizdi belki ama olsun ben kararlıydım. Matematiği önce sevdirecek sonrada öğretecektim. Belli bir süre kısmen başarabildim de. Ama her şey işte o müdür yardımcısıyla başladı. Önce okulun kantinini benim sorumluluğum altına verdi. Bu da yetmezmiş gibi birde mutemetliği. Dersin ortasında nöbetçi öğrenci beni çağırıyor "Öğretmenim Ülker geldi bir gelirmisiniz?" Ben dersi bırakıp gidiyorum "1 koli Biskrem, 1 koli çubuk kraker vs. vs." siparişi verip geliyorum. Sonra müdür yardımcısı çağırıyor "Hocam bir öğretmenin ek dersi eksik yatmış bodroları tekrar bir kontrol edin vs. vs".
Neyse nihayetinde ben ne olduğumu unutmaya başladım. Öğretmen mi? Kantinci mi? Mutemet mi? Artık ne idealistlik kalmıştı ne de başka bir şey.
Sonrasında müdür yardımcısı ile esaslı bir tartışma yaptık. Ve ben kantinden kurtuldum. Ama mutemetlik benim için hala berbat bir şeydi. Her ayın 1'i ile 15'i maaşı ek,dersi nasıl yetiştirecem diye atla karayı seçiyordum.
Tabi bu tartışmadan sonra müdür yardımcısı ile aramız bozuldu. Müdür yardımcısından sadece ben şikayetçi değildim. Diğer öğretmen arkadaşlarla arada sırada öğretmenler odasında müdür yardımcısı hakkında konuşuyorduk. Bize yapılan haksızlıklardan falan gibi. Arada sırada müdür yardımcısı öğretmenler odasına gelir bizim bir gün önce nereye gittiğimizi,akşam kimle muhabbet ettiğimizi yada hafta sonu ne yapacağımızı bize tek tek söylerdi. Sonra da ben her şeyi bilirim, benim her yerde gözüm kulağım var falan derdi. Biz anlayamazdık bu adam bu kadar şeyi nasıl biliyor diye.Çünkü adam yaşlı şeker hastası biriydi. Belli bir süre sonra müdür yardımcısı rapor aldı ve bir arkadaşımız onun yerine vekillik etti. Zaten ilginç olan olaysa bundan sonra patlak verdi.
Arkadaş İstiklal Marşı'nın kasetini ararken çekmecelerin birinde bir sürü kaset buluyor. İçlerinden birini alıp takıyor teybe. Bir de ne duysun kendi sesi kasette. 1 ay önce öğretmenler odasında benimle birlikte konuştukları olduğu gibi kasete kaydedilmiş. Diğer kasetlerin hepsinde de bizim öğretmenler odasında konuşmalarımız var. Sonrasında anlaşılıyorki bu pisikopat, öğretmenler odasına dinleme cihazı koydurmuş 30-40 tane kaset doldurmuş. Hepimiz şaşkınlıktan ne diyeceğimizi bilemiyorduk. Durumu müdüre anlattık haberi olmadığını gerekeni yapacağını söyledi. Aradan 4 yıl geçti o adam hala o okulda müdür yardımcılığı yapıyor.
Evet işte böyle...Eminim hepimizin başından böyle ilginç olaylar geçmiştir. Ben açılışı yaptım. Şimdi sıra sizde... Tabi varsa
More Thread Same Category
- Eğitim Ve Öğretimin Gelecek Yüzyılı Gerçekçi Bir Bakış - 2
- Eğitim Ve Öğretimin Gelecek Yüzyılı Gerçekçi Bir Bakış - 2
- Uzman Öğretmenlik ve Başöğretmelik Semineri Raporu
- İnkılap Tarihi LGS Öncesi Mutlaka Tekrar Et
- Corona (Covid 19) Döneminde Nöbetçi Öğretmenlerin Görevleri
- Ders Nasıl Daha İlgi Çekici Hale Getirilir
- değişiklikler
- öğrencinin cevabı