Bebek Toprağı (Höllük) Nedir

Katılım
14 Mar 2019
Mesajlar
306
Puanları
28
HÖLLÜK (BEBEK TOPRAĞI)

Çocuğun uyku zamanı gelince, höllük uzun saplı ve saçtan yapılmış bir tavaya (höllük
tavası) konur.

İyice kızdırılır. İndirilip bir bebeğin dayanabileceği hale getirilir. Kundak bezi yere serilir. Onun üzerine kalınca bir bez (höllük bezi) yayılır.

Höllük bu ikinci bezin üzerine aktarılıp elle düzlenir. Bebek ayakları, kalçası ve beli höllüğün üzerine gelecek şekilde yatırılır.

Ayaklarının arasına katlanmış bir bez daha konur. Onun görevi bebek kundak içindeyken ayaklarını oynattıkça topuklarının birbirine sürtünüp yara yapmasını önlemektir.

Sırasıyla höllük, kundak ve kol bezleri sarılıp bağlanır.

Özellikle kışın odanın ısısı ne kadar düşük olursa olsun bu şekilde kundaklanan bebek asla üşümez.

Höllüğün kolay kolay düşmeyen ısısı onu
uzun zaman sıcak tutar.

Altını kirletse bile fazla bir rahatsızlık duymayacaktır.

İdrar höllükten süzülüp alta geçer. Pişik te olmaz. Çünkü höllük pişikleri de tedavi eder.

Çocuğun altını her ıslatışında kundağını açıp bez değiştirmek gerekmediği için, üşümesi veya uykusu bölünüp huysuzlaşması da söz konusu değildir.

Bu durumda annesi de rahat eder. kakasını yapınca sürekli ağlamak suretiyle bunu bazen belli eder. O zaman kundak açılır, höllüğü değiştirilir.

Bazı aileler höllüğün tamamını değiştirmeyip, yalnız kirlenen kısmını alıp gerisini tekrar kullanır.

Bu toprak yalnız bebeklerin değil, büyüklerin de işine yarar, bazı tedavilerde ondan yararlanıldığı işitilmektedir.

Şöyle ki:
Taneler iyice dövülüp toz haline getirilir.

Pişiklerde apış aralarına sürülürse pudranın görevini yapar.
Derin bir kabın içine doldurulan höllük, iyice kızdırılıp ateşten indirilir indirilmez üzerine
soğuk su dökülür. Hemen buharlaşma olur.

Soğuk algınlığından şikayeti olanlar
ayaklarını bu buharın üzerine tutarsa çabucak terleyip hastalıktan kurtulurlar. Yapılan bu işleme höllük buğusu denir.

İlkel dense bile köylerde sık sık başvurulan bir yöntemdir.

Höllük kışları uzun ve sert geçen Orta ve Doğu
Anadolu insanının çaresizlik karşısında yavrusunu koruması ve bazen de kendi
tedavisi için başvurduğu türküsünü söyleyecek kadar yaşamında yer verdiği bir
gerçektir.
Filiz Ülker (Alıntı)
 

Benzer konular

Üst Alt