- Katılım
- 26 Kas 2017
- Mesajlar
- 1,344
- Puanları
- 113
En büyük eseri bize emanet ettiği çağdaş Türkiye Cumhuriyeti olan Atatürk’ü ve O’nun fikirlerini aslında bize en iyi kendisi anlatmaktadır. Çağdaş Türkiye Cumhuriyetini kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün hayatı boyunca kaleme aldığı toplam 14 adet yazılı eseri mevcuttur. Atatürk’ü yine kendi kaleminden anlatan bu yazılı eserlerini 3 ana başlık altında incelememiz mümkündür. Bu kapsamda;çeşitli dönemlerde yazılmış mevcut eserleri ana hatlarıyla açıklamaya çalışalım.
I- ATATÜRK'ÜN SİYASAL YAŞAMA YÖNELİK ESERLERİ
Söylev (Nutuk)’e dikkatle bakıldığı zaman hem Kurtuluş Savaşı ideolojisi, hem de yalnız bir önderin çevresiyle hesaplaşması görülür. ATATÜRK, inanılmaz başarısını aktarırken, kendisini yalnız bırakanlardan, başarısına inanmayanlardan da hesap sormaktadır. Rauf ORBAY, Refet BELE, Kazı KARABEKİR Paşa, Ali Fuat CEBESOY, Bekir SAMİ, Cafer TAYYAR, Nurettin Paşa, Ali İhsan SABİS, Nazım Bey ve Kara Yusuf, bir zamanlar önderin yanında olan fakat sonradan ona ayak uyduramayarak, ters düşen kişilerdir. Söylev (Nutuk), düşmana ve Osmanlı’ya yöneldiği ölçüde, bu kişileri de kapsamaktadır.
Söylev (Nutuk), zafere doğru giderken çeşitli uzlaşmalardan yararlanan bir önderin değil, zaferi kazanmış ve bu yüzden de artık kendi çözümlerini egemen kılan bir önderin sözleridir.
Söylev (Nutuk), genç bir devletin pekiştirilmesini amaçlıyordu. Çünkü, devrimci kadro içinde ATATÜRK’ün hesaplaşmak zorunda kaldığı kişiler, etkin kamuoyu önderleri ve asker kişiler olarak varlıklarını sürdürüyorlardı. Oysa genç devletin, bu devletin niteliği hakkındaki siyasal çekişmelere dayanacak gücü yoktu. İşte bu nedenle ATATÜRK, yeni Türkiye Cumhuriyeti’nin nitelikleri hakkında kuşku duyan eski arkadaşlarını duraksamaksızın saf dışı bırakıvermiştir.
ATATÜRK, Neden Söylev (Nutuk)’i yazmaya gerek duymuştur? “Tarih yazmak, tarih yapmak kadar mühimdir. Yazan, yapana sadık kalmazsa değişmeyen hakikat, insanlığı şaşırtacak mahiyet alır.” sözleri ATATÜRK’e aittir. Bu nedenle başardığı büyük devrimin yorumunu başkalarına bırakmak istememesi doğaldır.
Bu kapsamda; tarihe mal olmuş bir belge, tarihi yorumlayan bir belge ve yeni Cumhuriyet’i pekiştiren bir olay olarak üç nitelik taşımaktadır.
II- ATATÜRK'ÜN SOSYAL VE KÜLTÜREL ALANA YÖNELİK SERLERİ
Mustafa Kemal, yazmış olduğu bu küçük hatıra defterini, doğu cephesindeki yaveri yedek subay Şükrü TEZER’e vermiştir. Anılan hatıra defteri Şükrü TEZER’in savaşa ait hatıra ve yazıları ile birlikte yayınlanmıştır. Mustafa KEMAL’in kendi el yazısıyla olan hatıraları az olmakla beraber çok ilgi çekicidir.
Arıburnu Muharebeleri Raporu
“Arıburnu Raporu”, Birinci Dünya Savaşı içinde ve Mustafa Kemal ATATÜRK tarafından İkinci Ordu Komutanlığı sıralarında Harp Tarihi Dairesinin isteği üzerine yazılmıştır.
Aynı usulü bu tarihten önceki hatıra defterlerinde de takip etmiştir. Zaten kendisinin her zaman her yerde kitap okuduğu bilinmektedir. Tarihi olayları, geleceğe ışık tutacak nitelikte bulduğu için yalnız ezberlemekle değil fakat tahliller yaparak değerlendirilmektedir. Bu bir aylık hatıra yazılarında ATATÜRK milli benliğine bağlı Türkiye’nin geleceğine yön verecek hazırlık içindedir.
Askerlik çığırından gelen ATATÜRK’ü, siyaset olayları büyük bir devlet adamı yapmış olduğu gibi, yurdun kültür sorunları da O’nu büyük bir eğitimci durumuna getirmiştir.
Geometri, eski terimle “Hendese”, eğitim örgütümüzde önemli bir yer tuttuğu halde, bunun terim düzeni çok ağdalı ve çapraşıktır. Arapça ve Farsça, okul programından kaldırılmış fakat Arapça üzerine kurulmuş olan terimler kalmıştır. Örneğin, “müselles-i mütesaviyül adla”yı çözümlemesi olarak hangimiz anlayabilirdik? Eğitimde bir gerçek vardır; anlayış yolunun açık olması, bir ipucu bulunması gerekir. “Müselles-i mütesaviyül adla” bu nitelikte değildir; bir külçe gibi anlayış yolunu tıkayan, öğrencinin eline hiçbir ipucu vermeyen cansız bir tekerlemedir. ATATÜRK, öğrencideki bu anlayış tıkanıklığını açmak için bu terimi, ana dili öğelerinden yapılı bir şekilde “eşkenar üçgen” e çevirmiştir.
İşte bu 44 sayfalık küçük kitapta; boyut, uzay, yüzey, düzey, çap, kesit, yay, çember, teğet, açı, açıortay, taban, yatay, düşey, dikey, üçgen, dörtgen, eşkenar, ikizkenar, yamuk, artı, eksi, çarpı, bölü eşit, toplam, oran, orantı, türev, alan, varsayım, gerekçe gibi terimler hep bu amaçla ATATÜRK tarafından türetilip konmuştur.
Afet İNAN’ın aktardığına göre: “Bu kitaplar benim ismimle çıkmış olmasına rağmen, ATATÜRK’ün fikirleri ve telkinlerinden mülhem olduğu ve üslubun tamamen kendisine ait olduğunu tarihi hakikatları belirtmek bakımından bana düşen bir ödev telakki ediyorum. Ben bu konularda çalıştım, hatlar hazırladım ve dersimi onlara göre verdim. Bu kitabımı ATATÜRK’ün çalışmaları ve fikirleri olarak yayınlarken, onun el yazılarını da birer belge olarak koymak istedim.”
“Medeni Bilgiler” kitabında millet, hakimiyet, hak ve görev, Devlet, Hürriyet, ferdi haklar ve ferdi hürriyetler sıkça bahsedilmekte ve bu kavramlar üzerinde uzunca durulmaktadır.
ATATÜRK vatandaşı, miletin ferdi olarak aile, toplum ve devlete karşı görevli telakki ederken “milletin, medeni beşeriyetin bir ailesi olması noktası nazarından bütün insanlığa karşı bir takım görevleri” olduğunu bilhassa işaret etmek istemiştir. Böylece ATATÜRK, Türk vatandaşının medeni alemde hür, eşit görev ve hak sahibi, sorumluluklarını bilen kişiler topluluğu olarak millet bütününü oluşturmasında en büyük medeni özelliği bulmuştur.
III- ATATÜRK'ÜN ASKERLİĞE YÖNELİK ESERLERİ
Berlin Askeri Akademisi eski müdürlerinden Alman Generali LITZMANN’ın “Bölük Muharebe Eğitimi” adlı eser, Kurmay Ön Yüzbaşı Mustafa KEMAL’in aradığı şartları taşıyordu. Mustafa Kemal’in tercüme ettiği küçük birlik komutanlarının sevk ve idare bilgilerini arttırmaya yönelik bu eser, “meskun yerlerde muharebe”, “savunma” ve “taarruz” konularını kapsamaktadır.
Kitabın özünde; sefer kadrosu tam olan bir takımın değişik hava şartları ve çeşitli arazi koşullarında, basit bir mesele içinde muharebe yöntemlerinin uygulanması, avcı hattı teşkili ile bir avcı hattının ateş muharebesi bulunmaktadır.
Bu eserinde Mustafa Kemal, bir muharebeyi sevk ve idarede belirli kuralların olmadığını vurgulaması yanında, Komutanın nitelikleri üzerinde durmuştur. Mustafa Kemal ATATÜRK’e göre; Komutan, kişisel cesaret sahibi olmalı, birliğini ortak bir hedefe yöneltebilmeli, birliğini hem savaşta hem de barışta eğitme konusunda yetenekli olmasının yanı sıra, düşman imkan ve kabiliyetlerini önceden sezme ve harekatı uygun yer ve zamanda icra etme yeteneğinde olmalıdır
Cumalı Ordugahında 3 ncü Süvari Tümeni’nin manevralarına katılan Mustafa Kemal, anılan manevraları anlatan “Cumalı Ordugahı” adlı eserini yazmıştır.
Mustafa Kemal, bir kurmay subay olarak teorik bilgilere önem vermekte ancak askeri tatbikat ve manevralardan sadece katılanların yararlanmasını yeterli görmemektedir. Bu yüzden 10 gün süren bu tatbikat sırasında tuttuğu gözlemci notlarına ayrıntılı olarak bu eserinde değinmiştir.
Bu kitabında Mustafa Kemal, Nuri CONKER ile takip ettikleri manevralardaki kumandan ve zabitlerin durumlarını ve bilgisizliklerini acıklı bir surette tasvir ediyor.
ATATÜRK’ün Balkan Harbi’nin acıları çok derin ve büyüktür. Doğduğu, büyüdüğü Selanik’in düşmana hibe edildiğini Afrika’da duyduğu vakit ne kadar elemli günler geçirdiğini burada hatırlatmaktadır.
ATATÜRK’ün en çok üzerinde durduğu bölüm “İnisiyatif” başlığı altındaki yazılardır. Bu kelimeyi “kendiliğinden hareket ve iş görme” olarak tarif etmiş ve detaylandırmıştır. Bu bölüm başlı başına bir fikir muhassalasıdır.
Bu küçük kitap o tarihlerdeki Mustafa Kemal’in düşünce yapısını bizzat kendi kaleminden anlatan ve tanıtan en iyi eserdir.
Atatürk tüm bu eserleri bizlere bırakmakla çok iyi bir siyasetçi, çok iyi bir asker, çok iyi bir öğretmen olmasının yanında çok iyi bir yazar olduğunu da kanıtlamış olmaktadır.
I- ATATÜRK'ÜN SİYASAL YAŞAMA YÖNELİK ESERLERİ
- Büyük Söylev (Nutuk)
Söylev (Nutuk)’e dikkatle bakıldığı zaman hem Kurtuluş Savaşı ideolojisi, hem de yalnız bir önderin çevresiyle hesaplaşması görülür. ATATÜRK, inanılmaz başarısını aktarırken, kendisini yalnız bırakanlardan, başarısına inanmayanlardan da hesap sormaktadır. Rauf ORBAY, Refet BELE, Kazı KARABEKİR Paşa, Ali Fuat CEBESOY, Bekir SAMİ, Cafer TAYYAR, Nurettin Paşa, Ali İhsan SABİS, Nazım Bey ve Kara Yusuf, bir zamanlar önderin yanında olan fakat sonradan ona ayak uyduramayarak, ters düşen kişilerdir. Söylev (Nutuk), düşmana ve Osmanlı’ya yöneldiği ölçüde, bu kişileri de kapsamaktadır.
Söylev (Nutuk), zafere doğru giderken çeşitli uzlaşmalardan yararlanan bir önderin değil, zaferi kazanmış ve bu yüzden de artık kendi çözümlerini egemen kılan bir önderin sözleridir.
Söylev (Nutuk), genç bir devletin pekiştirilmesini amaçlıyordu. Çünkü, devrimci kadro içinde ATATÜRK’ün hesaplaşmak zorunda kaldığı kişiler, etkin kamuoyu önderleri ve asker kişiler olarak varlıklarını sürdürüyorlardı. Oysa genç devletin, bu devletin niteliği hakkındaki siyasal çekişmelere dayanacak gücü yoktu. İşte bu nedenle ATATÜRK, yeni Türkiye Cumhuriyeti’nin nitelikleri hakkında kuşku duyan eski arkadaşlarını duraksamaksızın saf dışı bırakıvermiştir.
ATATÜRK, Neden Söylev (Nutuk)’i yazmaya gerek duymuştur? “Tarih yazmak, tarih yapmak kadar mühimdir. Yazan, yapana sadık kalmazsa değişmeyen hakikat, insanlığı şaşırtacak mahiyet alır.” sözleri ATATÜRK’e aittir. Bu nedenle başardığı büyük devrimin yorumunu başkalarına bırakmak istememesi doğaldır.
Bu kapsamda; tarihe mal olmuş bir belge, tarihi yorumlayan bir belge ve yeni Cumhuriyet’i pekiştiren bir olay olarak üç nitelik taşımaktadır.
- Atatürk’ten Mektuplar
- Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri
II- ATATÜRK'ÜN SOSYAL VE KÜLTÜREL ALANA YÖNELİK SERLERİ
- Atatürk’ün Hatıra Defteri
Mustafa Kemal, yazmış olduğu bu küçük hatıra defterini, doğu cephesindeki yaveri yedek subay Şükrü TEZER’e vermiştir. Anılan hatıra defteri Şükrü TEZER’in savaşa ait hatıra ve yazıları ile birlikte yayınlanmıştır. Mustafa KEMAL’in kendi el yazısıyla olan hatıraları az olmakla beraber çok ilgi çekicidir.
Arıburnu Muharebeleri Raporu
“Arıburnu Raporu”, Birinci Dünya Savaşı içinde ve Mustafa Kemal ATATÜRK tarafından İkinci Ordu Komutanlığı sıralarında Harp Tarihi Dairesinin isteği üzerine yazılmıştır.
- Karlsbad Hatıraları
Aynı usulü bu tarihten önceki hatıra defterlerinde de takip etmiştir. Zaten kendisinin her zaman her yerde kitap okuduğu bilinmektedir. Tarihi olayları, geleceğe ışık tutacak nitelikte bulduğu için yalnız ezberlemekle değil fakat tahliller yaparak değerlendirilmektedir. Bu bir aylık hatıra yazılarında ATATÜRK milli benliğine bağlı Türkiye’nin geleceğine yön verecek hazırlık içindedir.
- Geometri
Askerlik çığırından gelen ATATÜRK’ü, siyaset olayları büyük bir devlet adamı yapmış olduğu gibi, yurdun kültür sorunları da O’nu büyük bir eğitimci durumuna getirmiştir.
Geometri, eski terimle “Hendese”, eğitim örgütümüzde önemli bir yer tuttuğu halde, bunun terim düzeni çok ağdalı ve çapraşıktır. Arapça ve Farsça, okul programından kaldırılmış fakat Arapça üzerine kurulmuş olan terimler kalmıştır. Örneğin, “müselles-i mütesaviyül adla”yı çözümlemesi olarak hangimiz anlayabilirdik? Eğitimde bir gerçek vardır; anlayış yolunun açık olması, bir ipucu bulunması gerekir. “Müselles-i mütesaviyül adla” bu nitelikte değildir; bir külçe gibi anlayış yolunu tıkayan, öğrencinin eline hiçbir ipucu vermeyen cansız bir tekerlemedir. ATATÜRK, öğrencideki bu anlayış tıkanıklığını açmak için bu terimi, ana dili öğelerinden yapılı bir şekilde “eşkenar üçgen” e çevirmiştir.
İşte bu 44 sayfalık küçük kitapta; boyut, uzay, yüzey, düzey, çap, kesit, yay, çember, teğet, açı, açıortay, taban, yatay, düşey, dikey, üçgen, dörtgen, eşkenar, ikizkenar, yamuk, artı, eksi, çarpı, bölü eşit, toplam, oran, orantı, türev, alan, varsayım, gerekçe gibi terimler hep bu amaçla ATATÜRK tarafından türetilip konmuştur.
- Medeni Bilgiler
Afet İNAN’ın aktardığına göre: “Bu kitaplar benim ismimle çıkmış olmasına rağmen, ATATÜRK’ün fikirleri ve telkinlerinden mülhem olduğu ve üslubun tamamen kendisine ait olduğunu tarihi hakikatları belirtmek bakımından bana düşen bir ödev telakki ediyorum. Ben bu konularda çalıştım, hatlar hazırladım ve dersimi onlara göre verdim. Bu kitabımı ATATÜRK’ün çalışmaları ve fikirleri olarak yayınlarken, onun el yazılarını da birer belge olarak koymak istedim.”
“Medeni Bilgiler” kitabında millet, hakimiyet, hak ve görev, Devlet, Hürriyet, ferdi haklar ve ferdi hürriyetler sıkça bahsedilmekte ve bu kavramlar üzerinde uzunca durulmaktadır.
ATATÜRK vatandaşı, miletin ferdi olarak aile, toplum ve devlete karşı görevli telakki ederken “milletin, medeni beşeriyetin bir ailesi olması noktası nazarından bütün insanlığa karşı bir takım görevleri” olduğunu bilhassa işaret etmek istemiştir. Böylece ATATÜRK, Türk vatandaşının medeni alemde hür, eşit görev ve hak sahibi, sorumluluklarını bilen kişiler topluluğu olarak millet bütününü oluşturmasında en büyük medeni özelliği bulmuştur.
III- ATATÜRK'ÜN ASKERLİĞE YÖNELİK ESERLERİ
- Bölüğün Muharebe Eğitimi
Berlin Askeri Akademisi eski müdürlerinden Alman Generali LITZMANN’ın “Bölük Muharebe Eğitimi” adlı eser, Kurmay Ön Yüzbaşı Mustafa KEMAL’in aradığı şartları taşıyordu. Mustafa Kemal’in tercüme ettiği küçük birlik komutanlarının sevk ve idare bilgilerini arttırmaya yönelik bu eser, “meskun yerlerde muharebe”, “savunma” ve “taarruz” konularını kapsamaktadır.
- Takımın Muharebe Eğitimi
Kitabın özünde; sefer kadrosu tam olan bir takımın değişik hava şartları ve çeşitli arazi koşullarında, basit bir mesele içinde muharebe yöntemlerinin uygulanması, avcı hattı teşkili ile bir avcı hattının ateş muharebesi bulunmaktadır.
- Taktik Tatbikat Gezisi
Bu eserinde Mustafa Kemal, bir muharebeyi sevk ve idarede belirli kuralların olmadığını vurgulaması yanında, Komutanın nitelikleri üzerinde durmuştur. Mustafa Kemal ATATÜRK’e göre; Komutan, kişisel cesaret sahibi olmalı, birliğini ortak bir hedefe yöneltebilmeli, birliğini hem savaşta hem de barışta eğitme konusunda yetenekli olmasının yanı sıra, düşman imkan ve kabiliyetlerini önceden sezme ve harekatı uygun yer ve zamanda icra etme yeteneğinde olmalıdır
- Taktik Meselelerin Çözümü Ve Emirlerin Yazılmasına İlişkin Öğütler
- Cumalı Ordugahı
Cumalı Ordugahında 3 ncü Süvari Tümeni’nin manevralarına katılan Mustafa Kemal, anılan manevraları anlatan “Cumalı Ordugahı” adlı eserini yazmıştır.
Mustafa Kemal, bir kurmay subay olarak teorik bilgilere önem vermekte ancak askeri tatbikat ve manevralardan sadece katılanların yararlanmasını yeterli görmemektedir. Bu yüzden 10 gün süren bu tatbikat sırasında tuttuğu gözlemci notlarına ayrıntılı olarak bu eserinde değinmiştir.
- Zabit Ve Kumandan İle Hasbıhal
Bu kitabında Mustafa Kemal, Nuri CONKER ile takip ettikleri manevralardaki kumandan ve zabitlerin durumlarını ve bilgisizliklerini acıklı bir surette tasvir ediyor.
ATATÜRK’ün Balkan Harbi’nin acıları çok derin ve büyüktür. Doğduğu, büyüdüğü Selanik’in düşmana hibe edildiğini Afrika’da duyduğu vakit ne kadar elemli günler geçirdiğini burada hatırlatmaktadır.
ATATÜRK’ün en çok üzerinde durduğu bölüm “İnisiyatif” başlığı altındaki yazılardır. Bu kelimeyi “kendiliğinden hareket ve iş görme” olarak tarif etmiş ve detaylandırmıştır. Bu bölüm başlı başına bir fikir muhassalasıdır.
Bu küçük kitap o tarihlerdeki Mustafa Kemal’in düşünce yapısını bizzat kendi kaleminden anlatan ve tanıtan en iyi eserdir.
Atatürk tüm bu eserleri bizlere bırakmakla çok iyi bir siyasetçi, çok iyi bir asker, çok iyi bir öğretmen olmasının yanında çok iyi bir yazar olduğunu da kanıtlamış olmaktadır.
More Thread Same Category
- Atatürk'ün Çocukluk Anıları - Büyük Kurtarıcı
- Atatürk'ün Çocukluk Anıları - Kaplan
- Avcı George - (Hunter George)
- Atatürk'ün Çocukluk Anıları 2
- Atatürk'ün Çocukluk Anıları
- Ben Mustafa Kemal Olsaydım - Serdar Yıldırım
- Devrim Ateşi Ve Atatürkçülük - Serdar Yıldırım
- O Cesur Yürekte Yüzlerce Aslan Yatar - Serdar Yıldırım
- Mustafa Kemal: Savaşta Ve Barışta Devrim - Serdar Yıldırım
- Savaş Kahramanı Atatürk - Serdar Yıldırım