Sosyal Bilgiler

II. Mahmut Döneminde Yapılan Yenilikler

II. Mahmut Döneminde Yapılan Yenilikler

Sultan II. Mahmut (1808-1839) döneminde, 1824 tarihinde bir fermanla, ilköğrenim zorunlu hale getirilmiş ve çeşitli okullar açılmıştır. Bu okullardan birini teşkil eden ve 1834 tarihinde açılan Mektebi-i Fünun-u Harbiye, iki kısımdan oluşmuştu. 8 yıl süren I. Kısım öğrencilerinden başarılı olanlar, II. Kısıma alınmıştır. Bu okulun ikinci kısmında, zamanın şartlarına göre ileri derecede haritacılık, topoğrafya ve coğrafya alanında dersler okutulmuştur.

II. Mahmut’un mahlası olan Adlî’ye atfen, Şubat 1939’da açılan, özellikle sivil memur yetiştirmeyi amaçlayan Rüşdiye düzeyindeki Mekteb-i Maarif-i Adliye okulunun ders programında coğrafya dersi de yer almıştır.

II. Mahmut döneminde diğer bilim dallarında olduğu gibi Coğrafya alanında da, ders kitaplarına büyük ağırlık verilmiştir. Ders kitapları hazırlanırken önemli ölçüde kısaltmalara gidilmiş, bunun sonucunda coğrafya alanında araştırma ve yorumlara dayanan bilgilerden uzak kalınmış ve sonuçta coğrafya isim ezberlenen bir ders olarak görülmeye başlanmıştır. Ancak bu kısaltmalar ve ezbercilik, coğrafya ilmindeki gelişmeleri uzun yıllar geciktirmiştir.

II. Mahmut döneminde yapılan yenilikler  (1808 – 1839)

1- 1826 yılında Yeniçeri Ocağı kaldırılmıştır. Bu olay tarihe Vakayi Hayriye olarak geçmiştir.
2-  Asakiri Mansure-i Muhammediye ordusu kurulmuştur.
3- Memur maaşlarında düzenlemeler yapılmıştır.
4- Din ve mezhep farklılıklarına özgürlükler tanınmıştır.
5- Devlet görevlilerinin hediye ve rüşvet alması yasaklanmıştır.
6- İlk kez yurt dışına talebe gönderilmesi gerçekleşmiştir.
7- Harp Okulu, tıp okulu ve bando okulu gibi okullar açılmıştır.
8- Ulufe alımı ve satımı yasaklanmıştır.
9- III. Selim dönemi etkili isimleri cezalandırılmıştır.
10- Senedi İttifak ilan edilerek imzalanmıştır. Ayanlara bazı haklar tanınmıştır.
11- Divan teşkilatı kaldırılmıştır. Bakanlıklar kurulmuştur.
12- Tımar sistemi tamamen kaldırılmıştır.
13- Merkezi yönetim sağlanması için vilayetler merkeze bağlanmıştır.
14- Takvimi Vakayi adında ilk resmi gazete basılmıştır.
15- Avrupa tarzında müzik serbest bırakılmıştır.

16- Kılık ve kıyafet alanında değişikliğe gidilmiştir.
17- Enderun kaldırılmıştır, memur yetiştiren okullar kurulmuştur.
18- Yerli malların kullanılması teşvik edilmiştir.

İdari Alanda Yapılan Islahatlar

Askeri Alanda Yapılan Islahatlar

Ekonomi Alanında Yapılan Islahatlar

Memleket meclisleri, küçük meclis ve eyaletlerde ise büyük meclis adı altında görev yapan meclisler 1849’a kadar varlıklarını devam ettirmişlerdir. Muhassıl meclisleri bir çeşit yerel yönetim kuruludur. Bu meclise yörelerinin ileri gelenleri seçimle katılmaktaydı. Böylelikle, il yönetiminde Padişah (I. Abdülmecit), valilerin güçlerini hedef tutan ve halka danışma esasına dayanan farklı ve cesur bir deneye girişiyor. İllerde kurulan idare meclisleriyle gayri müslimlere kendi ruhanî önderleri aracılığıyla bu yönetim konseylerinde temsil edilme hakları veriyordu.

Bakanlar Kurulu, 1 Mart 1840’dan itibaren vali ve diğer yöneticilere sabit maaşlar vermek, terfi etmek için çalışmalarını kanıtlayanları daha önemli görevlere getirmiştir. Bâbıalî’nin kullanacağı belirtilmiş olan vergilere valilerin el koymasını engellemek ve valilerin kendi çıkarları için, halkı suistimal etmelerine fırsat verebilen iltizam usulünü kaldırma kararlarını alıyordu.

1876Anayasası’na gelinceye kadar, Gülhane Hattı-ı Hümayun’unu izleyen yıllarda 1864 ve 1871 Vilayet Nizamnâmeleriyle Fransız örneğine uygun il birimleri kurulmakla yetinilmeyip, yerel ve bölgesel meclisler kurma yolunda da gidilmiştir. I. Meşrutiyet dönemine ait bu düzenlemeler bugün de ülke taşra yönetiminin temel birimleri olan illerin yönetsel ve hukuksal bir yapı olarak devlet yönetimi içine yerleşmesini sağlamış ve o dönemden bugünlere il sistemi çok büyük değişikliğe uğramamıştır.

Meşrutiyet dönemine geçmeden önce, il yönetiminin yasal çerçevesinin esasını ve ana ilkelerini ortaya koyan vilayet nizamnâmelerinde ön plana çıkan hükümlere eğilmek faydalı olacaktır.

Vilayet (il) ünvanının ilk kez kullanıldığı hukukî metin olan ve Mithat Paşa’nın tayin edildiği Niş Valiliği’ndeyken oradaki başarısı üzerine üç vilayetin (Niş, Silistre, Vidin) Tuna Vilayeti adı altında birleştirilmesiyle 1864’de Meslis-i Vala’dan çıkarılan Vilayet nizamnâmesi, taşra örgütlenmesini yeni baştan düzenlemiştir. “Eski eyaletlerin yerine sancak kaza ve nahiyelerden oluşan vilayetler kurulmuştu. Vilayetlerde valilerin, sancaklarda mutassarrıfların, kazalarda kaymakamların başkanlıklarında meclisler bulunacaktı”8. Esasen gerek II. Mahmut ve Abdülmecit’in, gerekse Mustafa Reşit Paşa’nın amaçları parlamenter bir sistem kurmak değil, merkezî otoriteyi sağlamlaştırarak, iyi işleyen modern bürokrasiye sahip bir devlet yönetimi kurmaktı9. 1864 Vilayet Nizamnâmesi, vilayetin mülkîye, maliye, güvenlik ve politika işlerinin, yönetim ve hukuka ait işlerinin ve hükümlerin yürütülmesinin Padişah tarafından atanan bir valiye verildiğini, vilayetin valisinin bütün devlet emirlerinin uygulanmasına memur olduğu gibi, belirlenen görev sınırları dâhilinde vilayetin iç işlerini yürütmekle görevli ve yetkili olduğunu belirtir.

Vilayette Defterdar, Mektupçu, Umuru Hariciye Memuru, Umuru Nafia Memuru, Umuru Ziraiye ve Ticariye Memuru bulunacağından bahseden Nizamnâme, valinin maiyetinde ve reisliği altında bir idarî meclis bulunacağını, bu meclisin, Şer’i Hükümler Müfettişi ile Defterdar, Mektupçu, Hariciye Müdürü ve ikisi müslim ve ikisi gayri müslim halktan seçilen kimselerden oluşacağını açıklar10. Bâbıalî’nin, Avrupa devletlerinin ıslahat istekleri ve bu yöndeki baskıları sonucunda girişilen taahhüd ve uygulamalarından biri olma özelliğini taşıyan, vilayet yönetiminin düzenlenmesinin ilk belgesi olan ve Tuna vilayetinde uygulanmaya başlanan 1864 Vilayet Nizamnâmesi, Osmanlı yönetim sistemi ve Osmanlı toplumu için oldukça farklı ve yeni bir yönetsel örgütlenme tarzıydı. Geçirdiği tecrübe devresi esnasında görülen noksanları giderilip yenilendikten sonra, Nizamnâme’nin hükümleri diğer vilayetlere yaygınlaştırılmıştır.

Osmanlı Devleti’nin, kurumsal kuralların ve tımar sisteminin yıkılmasıyla eyaletlerin yönetiminin yeniden organize edilmesi sorunuyla karşı karışıya kalması,11 vilayet uygulamasına geçilmesinde temel etkenlerinden biri olmuş, ayrıca 1839 ve 1856 Fermanlarıyla ortaya konulan yenilenme hareketlerinin de önemli unsurlarından birini oluşturmuştur.

Böylelikle III. Selim ve II. Mahmut’un sistemi yeniden düzenleme istek ve gayretleri temel yapıya dokunmadığı için somut sonuçlar getirmese de, Gülhane Hattı’nın ilaniyle başlayan Tanzimat döneminde, ülke yönetimi problemi daha temelli olarak ele alınmış ve il sistemine geçilmiştir.

Exit mobile version