Eğitim ve Kültür Alanında Yapılan İnkılaplar (Yenilikler)

Eğitim ve Kültür Alanında Yapılan İnkılaplar (Yenilikler)

EĞİTİM VE KÜLTÜR ALANINDA YAPILAN İNKILÂPLAR

Eğitim alanında inkılap yapılmasını gerektiren sebepler:

  • Eğitim ve öğretimi çağdaş esaslara göre düzenlemek
  • Eğitim ve öğretim kurumlarında laikleşmeyi sağlamak

Eğitim kurumlarında eğitim-öğretim birliğini sağlamak

  • Kültür çatışmalarını ortadan kaldırmak
  • Milli, bilimsel ve çağdaş değerlerle donanmış bir nesil yetiştirmek

TEVHİD-İ TEDRİSAT KANUNU (3 MART 1924)

Tevhidi Tedrisat Kanunu’nun kabul edilmesi ile;

  • Eğitim ve öğretim birleştirilmiş,
  • Medreseler kapatılmış; yabancı okullar Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlanmıştır. Böylece eğitim ve öğretim faaliyetlerinden kaynaklanan kültür çatışmaları önlenmeye çalışılmıştır.
  • Yabancı okullara Türkçe, Tarih ve Coğrafya dersleri konulmuş ve bu derslerin Türk öğretmenler tarafından okutulması sağlanmıştır.
  • Karma ve laik eğitime geçilmiş, eğitimin çağdaşlaşması ve laikleşmesi sağlanmıştır.

Milli Eğitim Temel Kanunu – Mart 1926

  • İlk ve orta öğretimin esasları tespit edilmiş,
  • Bütün okul açma faaliyetleri devletin kontrolüne alınmış,
  • İlköğretim parasız ve zorunlu hale getirilmiş,
  • Eğitimin millileştirilmesi ve çağdaşlaştırılması amaçlanmıştır.

Ayrıca;

  • 1926’da çıkarılan bir kanunla ticaret hayatında Türkçe kullanılması öngörülmüştür.
  • 1927’de çıkarılan bir kanunla sokak adları Türkçeleştirilmiştir.
  • 1928’de Arap rakamları kaldırılarak uluslararası rakamlar kabul edilmiştir.

Millî Eğitim Sisteminin Esasları

  • Eğitimin millî olması
  • Öğretim birliği
  • Karma eğitim
  • Eğitimin yaygınlaştırılması
  • İlköğretimin zorunlu ve parasız olması
  • Öğretimde teori ve uygulamanın birlikte yürütülmesi
  • Öğretim programlarının sosyal hayatın ihtiyaçlarını ve çağın gereklerini karşılaması
  • Öğretim programlarının millî ve bilimsel olması
  • Eğitim ve öğretimde disiplin ilkesi
  • Öğretmenin gerçek bir yol gösterici olması

HARF İNKILÂBI (1 KASIM 1928)

Türkler tarih boyunca sırasıyla Göktürk, Uygur ve Arap alfabelerini kullanmışlardır.

Osmanlı Devleti de Arap alfabesini kullanıyordu.

Harf İnkılâbını Gerektiren Nedenler

  • Okuma yazmayı kolaylaştırmak,
  • Okur – yazar oranını arttırmak,
  • Konuşma dili ile yazı dili arasındaki farkı ortadan kaldırmak amacıyla
  • 1 Kasım 1928’de Arap alfabesi kaldırılarak Latin alfabesi kabul edilmiştir.

Böylece;

  • Okuma yazma bilenlerin sayısında artış olmuş ve bilimsel çalışmalar hızlanmıştır.
  • Basılan kitap sayısı artmış, batılılaşma ve çağdaşlaşma yolunda önemli bir adım atılmıştır.
  • Milli kültürümüz gelişmeye başlamıştır.

Bilgi: Okur-yazar olmayan yetişkinlere okuma yazma öğretmek ve yeni Türk harflerinin tanıtılmasını sağlamak için Millet Mektepleri açılmış (1928) ve ülke genelinde okuma – yazma seferberliği başlatılmıştır.

24 Kasım 1928’de Atatürk’e Başöğretmen unvanı verilmiştir.

TÜRK TARİH KURUMU’NUN AÇILMASI (15 NİSAN 1931)

Türk Tarih Kurumunun kurulma amaçları

  • Türk tarihinin sadece Osmanlı ve İslam tarihiyle sınırlı olmadığını göstermek
  • Türk milletinin geçmişini araştırıp eski Türk tarihini de aydınlatmak
  • Türklerin dünya uygarlığına yaptıkları hizmetleri ve katkıları ortaya koymak
  • Ümmetçi tarih anlayışı yerine milli tarih anlayışı oluşturmak
  • Türkler hakkında yapılan olumsuz propagandaları ortadan kaldırmak için kurulmuştur.

Yorum: Türk Tarih Kurumu’nun açılmasıyla Türk tarihi ile ilgili çalışmalar hızlanmış; ümmetçi tarih anlayışından milli tarih anlayışına geçilmiştir.

“Türk çocuğu atalarını tanıdıkça daha büyük işler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır.” Atatürk

TÜRK DİL KURUMU’NUN AÇILMASI

(12 TEMMUZ 1932)

Türk Tarih Kurumunun kurulma amaçları

  • Türk dilini yabancı dillerin etkisinden kurtarmak
  • Konuşma ve yazı dili arasındaki birlikteliği sağlamak
  • Türkçeyi bilim dili haline getirmek
  • Türk dilinin zenginliğini ortaya çıkarmak amacıyla kurulmuştur.

Bilgi: Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumunun açılması Atatürk’ün milliyetçilik ilkesiyle doğrudan ilgilidir.

ÜNİVERSİTE REFORMU

  • Mustafa Kemal, bilimsel gelişmeleri hızlandırmak ve ulusal değerlere bağlı bilim insanları yetiştirmek istiyordu. Bu amaçla Türkiye’deki yükseköğretimi incelemesi ve bir reform tasarısı hazırlaması için İsviçre’den Prof. Dr. Albert Malche davet edildi.
  • Malche, yaptığı incelemeler sonunda bir rapor hazırladı. Bu rapor temel alınarak yapılan üniversite reformu ile Osmanlı Devleti’nde 20. yüzyılın başlarında kurulmuş olan Darülfünun, 1933’te İstanbul Üniversitesine dönüştürüldü.
  • Üniversitede tıp, edebiyat, hukuk ve fen fakülteleri ile çeşitli yüksekokullar oluşturuldu.
  • Ayrıca Ankara Hukuk Mektebi, Gazi Eğitim Enstitüsü, Yüksek Ziraat
  • Enstitüsü, İstanbul Üniversitesi, Siyasal Bilgiler Okulu, Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi gibi yükseköğretim kurumları açılmıştır.

EĞİTİM, KÜLTÜR, SANAT VE SPOR ALANINDAKİ DİĞER GELİŞMELER

  • Ankara’da Musiki Muallim Mektebi (1924) açılmıştır.
  • Türk sporunun ilk resmi örgütü olan Türkiye İdman Cemiyetleri İttifakı
  • (1924) kurulmuştur.
  • 1925 yılında Ankara Hukuk Mektebi açılmıştır (İlk Yüksekokul).
  • Sanayii Nefise Mektebi Güzel Sanatlar Akademisi’ne dönüştürülmüştür
  • (1928).
  • 1932’de Halkevleri (Halk Eğitim Merkezleri) kurulmuştur.
  • Ankara’da Dil, Tarih ve Coğrafya Fakültesi (1936) ve Devlet
  • Konservatuvarı (1936) açılmıştır.
  • İstanbul’da Resim ve Heykel Müzesi açılmıştır. (1937)

Özeti word olarak indirmek için BURAYA TIKLAYINIZ